9 entry daha
  • jean paul sartre'ın elli yaşında kaleme aldığı otobiyografik kitabı. adım adım yazma macerasına atılışını, inanmaktan vazgeçişini, daha ufacık bir çocukken kendi varlığını sorgulayışını okuduğunuzda sartre'ın varoluşçuluğunun nasıl da kaçınılmaz olduğunu göreceksiniz.

    "iyi baba yoktur ve bu bir kuraldır. ama bu kusur yüzünden erkekler değil, çürümüş babalık bağları suçlanmalıdır."

    "ölmek her şey değildir; zamanında ölmek gerekir."

    "tanrı'ya ihtiyacım vardı; onu verdiler bana ve ben, onu aradığımı kavrayamadan aldım. yüreğimde kök salamadığı için bir süre bitkisel hayat yaşadı içimde ve sonra öldü. bugün bana o'ndan söz edildiğinde, güzel bir eski sevgiliye rastlayan ihtiyar bir delikanlı gibi pişmanlıktan uzak bir neşeyle, 'elli yıl önce, o yanlış anlama, o hata, bizi ayıran o rastlantı olmasaydı, aramızda bir şeyler olabilirdi', derim."

    "kendimin gerekli olduğunu hissedebilmem için insanların beni hep alkışlarla istemesi gerekiyordu."

    "inanç, derin olduğu zaman bile tam değildir. onu her zaman desteklemek ya da en azından, tahrip etmekten kaçınmak gerekir."

    ve belki de tüm zamanların en iyi özeleştirisi şu satırlarda hayat bulur:

    "kendimi yeterince sevmediğim için daha sonraya kaçıyorum hep ve bunun sonucu da şu oluyor: kendimi daha da az seviyorum; bu amansız ilerleyiş, kendimi kendi gözümde küçük düşürüyor."
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap