22 entry daha
  • öyle güzel ifadeler vardır ki içinde, altını çizmeden duramazsiniz.

    edgar şöyle der mesela, "babama rastladım bir yerde, değerli taşları dökülmüş yüzükler gibi, boş kalan göz çukurlarından kanlar akiyordu."

    yine edgar şöyle seslenir gayri meşru kardeşine, "babamın sana can verdiği o karanlık, günah kokan yer, gözlerine mal oldu onun."

    kral lear kızına der, "gel, biz hapse gidelim. ıkimiz başbaşa kalır, şarkı söyleriz kafesteki kuşlar gibi."

    edgar, kadınlara olan şaşkınlığını dile getirir, "ne kadar sınırsız bir ufkun var ey kadın şehveti."

    lear konuşur, "lime lime giysiler, en ufak, en önemsiz hataları bile gösterir. ama günahını altın kaplat da gör, adaletin güçlü, uzun kılıcı nasıl da kırılır."

    lear cinselliği serbest kılmak için örnek vermek ister, "küçük kara sinekler de sürekli ciftlesiyor önümde."

    bir şövalye, cordelia'nin, kendisine verilen haberleri nasıl karşıladığını anlatır kent'e, "kendini kontrol etmesiyle üzüntüsü arasındaki çatışma, yüzüne çok güzel bir anlam kazandırıyordu.

    yağmur yağarken güneşin açtığını görmüşsünüzdür.

    kısacası, keder ona yakıştığı kadar yakissaydi başkalarına da, herkesin peşinden kosacagi degerli bir şey olurdu."

    gloucester, kızlarının lear'a yaptığı vicdansizligi anlatmaya çalışır, "böyle korkunç bir gecede, kurtlar bile ulusaydi kapinda seslenirdin kapicina, 'birak, içeri girsinler' diye. böyle davranırdı en acımasız yaratıklar bile."

    bir şövalye, kralın ümitsiz durumunu şöyle tanımlar, "çaresiz bir kumarbaz gibi, her şeye rest çekiyor."

    lear, 'ehveni şer'i tanımlar, "göze iyi görünür kötü kişiler, daha kötüleri varsa eğer. en kötü olmamak da bir bakıma övgüye değer."

    lear, kızına olan sevgisinin bittiğini muhteşem anlatır, "sen artık 'benim' demek zorunda kaldığım bir hastaliksin sadece."

    soytarı bilgeligini konuşturur, "talih, o usta orospu almaz yatağına yoksulu."

    kent çok ince hakaret eder, "sen terzi makasindan çıkmış bir adamsın. evet, terzi makası! çünkü ne bir heykeltraş ne de bir ressam bu kadar kötü iş çıkarır."

    kent, oswald'i resmen gömer, "sen rezil, edepsizin birisin. çanak yalayicinin tekisin! alçak, kof, küstah, adinin adisi, soyluluk taslayan, soysuz, meteliksiz, uşak kılıklı, kaba keçe corapli bir sarlatansin. sıkışınca yasaların ardına sığınan bir ödlek, ayna düşkünü bir orospu çocuğu, her türlü uygunsuz hizmete hazır, yüzü kizarmayan bir sefilsin. göze gireyim diye pezevenklik edecek tiynettesin. namussuz, hayasiz, düzenbaz bir firlamasin. kancik oğlu kanciksin. bu sıfatlardan bir tekini inkar edecek olursan senin ayaklarımın altına alır, domuz gibi virajlara viyaklata döverim."

    shakespeare okumak gerek. hiçbir şey yapmasa bile, ifade yeteneğinizi zirveye taşır onun kitapları.
151 entry daha
hesabın var mı? giriş yap