9 entry daha
  • yıllardır istediğim aradığım fanteziyi dün gerçekleştirmeme vesile olan konser/belgesel. the wall'u canlı izlemiş biri olarak ve tabi ki yerini hiç bir şey tutamaz ama tekrar izlemek istediğim zamanlarda amatör değil profesyonel çekilmiş geniş ekran sinema sisteminde, dvd çıksa da izlesek hayalleri kurarken, sinemada izlemek benim için tam bir fanteziydi.

    70 yaşına gelmiş torun torba sahibi olmuş bir adamın, halâ babası için ağlaması o'nun yokluğunu hissetmesi bende ayrı bir duygu oluşturdu dün gece. yani anne baba eksikliği 300 yaşına da gelsen geçmiyor demek ki. film, genelinde iyiydi o duyguyu tekrar yaşadık, duvarı ördük ve yıktık. filmin başında, trompet dinlerken üstümüzden geçen uçakla konsere başlamak ayrı bir gaz verdi. bazı yerleri çok beğenmedim konserde kesinlikle daha etkileyiciydi neden öyle oldu bilmiyorum. sinemanın ses sistemi de çok başarılı sayılmazdı açıkçası. çekimler güzel olmuş beğendim. run like hell'i bekledim ama beklediğimi çok da alamadım. keşke istanbul'u gösterseymiş o şarkıda. çünkü manzara gerçekten enfesti seyirci coşkusu harikaydı. genel olarak savaş, baba yoksunluğu eksikliği teması işlenmiş, karşı tarafa ne hissettirdi bilemem herkes adına, ama bende ki etkisini paragraf başında belirttim.

    yani 2. dünya savaşını kullanarak ekmek yemesi vs. bunlara hiç girmiyorum evet öyle gözüküyor ama belli ki bu adamda savaşlar, baba figürü vs hep bir sorun. ayrıca 35 yıl önce yapılmış bir albüm, bir konser halen aynı coşkuyla izleniyor ve dinleniyorsa ben eleştirecek pek bir şey bulamıyorum.

    sonundaki soru cevap kısmında güldük baya bir. sevgili nick mason ile cevapladılar. roger ukala-bencil olduğunu yine belirtti sağolsun. ama rick wright'ın adının geçmemesinden hoşnut olmadım, insan bir cümlede olsa bahseder yahu.

    ha bir de, erkeklerde beyaz spor ayakkabıyı hiç sevmem ama nedense bu dedeye ayrı bir hava katıyor.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap