4 entry daha
  • paul newman'ın 50 yıllık eşi, halen yaşamakta olan joanne woodward'ın başrolünü üstlendiği, kişilik bölünmesi konulu bir film. woodward'ın canlandırdığı eve kocasıyla birlikte psikologa gider ve ciddi baş ağrıları çektiğini doktora açıklar. sonrasında kızın kişiliğinin üçe bölündüğü ortaya çıkar, olaylar gelişir. woodward üç karakterde de döktürür. eve white'ın utangaçlığını ve depresyonunu, eve black'in hiperaktifliğini ve vurdumduymazlığını, jane'in ise hiçbir şeyi hatırlamayan-eve'lerin karışımı olan halini başarıyla kotarır. sonuçta elizabeth taylor, lana turner, deborah kerr ve anna magnani'nin arasından sıyrılıp kaptığı oscar'ı sonuna dek hak etmiş olur.

    spoiler içerir...

    filme dönersek... sevmediğim ve inandırıcılığı zedelediğini düşündüğüm taraflar var. mesela doktor, eve'lerden biriyle veya jane'le konuşurken "eve white/black ile konuşabilir miyim?" diye sorar, bedeni ele geçirmiş kişi "tabii" deyip yerini o kişiye bırakır ve bu mevzu filmde sıklıkla tekrar eder. doktor değilim, kişilik bölünmesinin uzmanı falan da değilim ama bildiğim kadarıyla öyle gel deyince gelmiyor diğer kişilik. bildiğim kadarıyla bazı kişiliklerin ortaya çıkması için zorlamak gerekiyor ama burada doktor radyo kanalı değiştirir gibi kişilikler arasında zaplayabiliyor maşallah. bu da inandırıcılığı zedeliyor. keza hipnoz da öyle. haydi hipnoz edelim seni der demez uykuya dalıyor eve/jane. öte yandan finali de sıkıntılı. film boyunca oya gibi işlenen eve white ve white ile black kadar iyi işlenemese de göze batmayan jane finalde şıp diye öldürülüyorlar (yok ediliyorlar desek daha doğru olur) ve "the (happy) end". evet, doktor sonunda eve'lerin çocukluğuna inmeyi akıl edip bu kişilik yarılmasının nedenini ortaya çıkarabiliyor ama kanımca iki karakterin (eve white ve jane) şıp diye yok olması da filmin inandırıcılığını zedeliyor.

    öte yandan bu türden kişilik yarılmalı filmlerin tüm klişelerine sahip. bir kişilik utangaçsa diğeri arsızın önde gideni, bir diğeri bunların karışımı. bir kişilik iyi bir anneyse, diğeri kızını boğabilecek manyaklıkta, sonuncusu eh işte. beyza'nın kadınları'nda da böyledi bu (kişiliklerden birisi otomobilde sevişgen birisi iken diğerinin elinden kur'an düşmez birisiydi), halle berry'nin adını hatırlayamadığım filminde de (kişiliklerden biri beyaz, diğeri siyah) ve daha birçoğunda. bu türden filmlerde hep aynı yoldan gidiliyor nedense. burada bu zıtlıklar soyadlarına bile yansımış: eve'lerden birisi ak(white), diğer kara(black). bu zıtlıklar göze fazla sokuluyor. en azından soyadlar ve isimler farklı olabilirdi.

    özetle ciddi hatalarına ve inandırıcılık sorunlarına rağmen ortalamanın üstüne çıkabilmiş, woodward'ın oyunculuğu sayesinde keyifle izlenen ama mükemmel olamayan bir film. 100 üzerinden 67'lik bir film. şu inandırıcılık sorunları olmasaydı 70'lik olurdu.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap