13 entry daha
  • varoluşa dair bazı soruları yanıtlama yolunda mantıklı gelebilecek nadir fikirlerden birini barındıran andy weir öyküsü. ilk okuduğumda ağzım açık kalmıştı. "işte bu!" demiştim. çok basitti, belki bu kadar basit olduğu için çoğu kimsenin aklına gelmeyecek bir şeydi.

    yine de soruların tamamını yanıtlamıyor. "onlar" kim, ve yine de "neden?" "what's the point?"

    ridley scott'ın prometheus'unun bitişinden sona kalan soruları getiriyor akla.

    hepimizin bir olduğunu, aynı özden geldiğini özetliyor aslında. "öteki"ne ancak bu düşünceyle farklı bir şekilde, şablonların dışına çıkarak bakabiliriz. bir başkasına kendimizin reenkarne olmuş hali olarak görebilirsek, belki biraz daha anlayış ve sevgi uyanabilir içimizde. düşünsene, her biri aslında sensin. zor tabi yine de sürekli böyle bakabilmek. yani insan kendinin onaylamadığı versiyonlarına da sinir olabilir, ne biliyim, ağzına kürekle vurmak isteyebilir filan :) bu yazı da iki farklı versiyonumun ürünü olabilir mesela.

    neyse, en etkileyici kısmı bence şu:

    “i’m hitler?” you said, appalled.

    “and you’re the millions he killed.”
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap