5 entry daha
  • mimar sinan güzel sanatlar universitesinin, bu bölümünden mezun olduğumdan nacizane fikirlerini paylaşmak isterim.

    öncelikle öğrencilerin ne tamamı mimarlık bölümüne puani yetmemiş ve mimarlığa gecerim umuduyla gelmistir. -ben de bunlardan birisiyim, üstelik geçebilmek için deli gibi de ortalama yaptim.- fakat malesef ki yalnızca 2 bilemedin 3 kişi o hayal edilen geçişi yapabilmektedir.-

    ilk yıl özellikle mimar sinan da temel sanat atölyeleri, temel tasarım atölyeleri gibi enteresan dersler vardır. hayata farklı bir bakış kazandırmak isterler. soyutlama, diye bir kavram ogrenirsiniz. sade, basit ama şık, düzen değişim ve kaos. vs vs. şahsen bize ravel- bolero şarkısını dinletip hissettiklerimizi, bir modül o modülden örüntü ve sonunda o örüntünün 3 boyutlu yükselmesini istemişlerdi. insan başta anlam veremiyor. yahu ne alaka bu yaptiklarim sanat okuluna geldim iyice kafam karisti diye.

    sonra bazi teorik kuramsal uygulamali dersler de alarak iyice pismeye basliyorsunuz. istatistikten tutun da jeolojiye, tasarimdan hukuga bir sürü ders. bir gun bir hocamiz demisti ki, “biraz jeoloji biraz mimari biraz tarih biraz jeoloji coğrafya ekoloji biraz hukuk istatistik biraz sosyoloji biliyorsunuz ve bunları toplayıp kentte yorumluyorsunuz ama aslında hiçbir konuya tam hakim değilsiniz. su konuda uzmanim diyemezsiniz. misal bir mimar konusunda uzmandır. misal bir mühendis. ama siz öyle değilsiniz. her seyden biraz biraz anlayan ama tam olarak hiçbir şeyden anlamayan bir meslek" o gün bu laflar çok icime oturduysa da mezun olup - ki derece ile mezun oldum- aradan 3 yil da geçince dönüp bakıyorum ve hak veriyorum. şuan yüksek lisans yapan bir plancı olarak bir konuda uzmanlaşmak yetkinlesmek ihtiyacı duyuyorum. evet bir suru konuda fikir sahibi olmak hepsini harmanlamak hem güzel hem de zor. fakat konu şehir ve planlama olunca sokaktaki teyzenin, mahalledeki esnaf amcanın da bir sürü fikri var.

    bölüm okunurken kesinlikle dersleri geceyim mantığında olunmamali. yurt içi ve yurtdışı örnekleri ile ufuk genisletilmeli. okudum ve bitti denilebilecek bir bölüm de değil. sürekli takibinde olmak faal olmak gerekli.

    projeler okul boyunca grup çalışması halinde yapılır. plancılar meslek hayatında da kalabalık bir ekip halinde çalışır. bu sosyalleşme ve etkinlikler anlamında eğlencelidir. sürekli plan yapılacak şehirlere ülkelere gidilebilir. ama ben insanlarla ugrasamam grup çalışması bana uymaz, diyenler varsa yine tercih etmemeliler. projelerde ben değil biz kavramı vardır. bu göz ardı edilmemelidir.

    okuldaki bazı hocalar kitap gibidir. üstelik tamamlanmamış her daim güncellenen yeni bölümler eklemlenen kitaplardan. bunlardan bazıları : konuşma hızına yetişmekte zorluk çekeceğiniz, bunca şeyi nereden bildiğine hayretle sasiracaginiz mükemmel insan adem erdem erbaş tir. ne zaman ihtiyacınız olsa kapısını çalabilirsiniz.

    türkiye kentlesmesi dersinde ve sonrasında birikimi ve bakış açısıyla etkisinde kaldığım fikirleri son derece değerli, kendi soylediklerinin bile sorgulanmasini isteyen, buna deger veren ayni zamanda zardanadam solisti erbatur çavuşoğlu.

    çok kıymetli fatma ünsal.

    bir abla arkadaş ama sıkı bir akademisyen maya özdemir arıkanlı

    murat cemal yalcintan.. müge özbek.. teoman tekkökoğlu.. gibi çok kıymetli hocaları bünyesinde barındıran bölümdür.

    mimar sinan pek piyasaya planci yetiştirmez, daha akademik bir bakış açısı daha eleştirel bir tavrı vardır. okul ekol tartışması da yapılabilir ama o da başka bir entry konusu olsun.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap