485 entry daha
  • oha 30 saat oynamışım bile. maşallah. (edit: fallout'un kendisi 16 saat diyor, entry'yi yazdığım sırada da 13 saat falandır. steam baya fazladan saymış. hayır çok load da yapmıyorum) o saatte tipik bir oyun çoktan bitmiş oluyor. ben daha üç quest line anca bitirmişimdir.

    hikaye ve yeni gelen özellikler yine seriyi aşındırmış insanlara yeni bakış açıları sağlamış. bunlardan birincisi daha önce işlenmemiş bir konu olan vault'a giriş safhası, bunu yaşıyoruz. ikincisi ise hiçbir karakterle tecrübe edemediğimiz yerleşik hayat. bunlar bence 4'ü fallout serisinde özel bir noktaya koymaya yetmiş.

    oyun seriyi bolca oynamış kaşarları için rafine edilmiş. mesela kutuları aç kapayla uğraşmıyorsunuz, bakınca içi dolu mu boş mu ne var gösteriyor. bu tarz ameleliklerin azaltılmış olmasını beğendim. benzer şekilde silahların hasar görmesi kaldırılmış. topladığımız hiçbir işe yaramayan saçma sapan şeyler settlement'lar sayesinde işe yarar hale getirilmiş. pipboy'da fener var. şimdi düşündüm mesela eski oyunlarda hatırlayamadım. acaba onlarda da mı vardı? (edit: tamam vurmayın bir sürü mesaj geldi fener 3'te de vardı diye napalım unutmuşuz yıl oldu) bu tarz ufak tefek iyileştirmeler güzel.

    minutemen tabanlı quest line'ı ve genel olarak amerikan bağımsızlık savaşı ortogonalliğini hiç sevmedim. birincisi bu tarihçe amerikalı olmayanlara hiçbir şey ifade etmiyor. ikincisi zaten anakronizm üzerine kurulu olan fallout kainatına ikinci bir anakronizm bu kadar baskın formatta tavşanın suyunun suyu olmuş. baya zayıf buldum.

    settlement işini alıştığım fallout tecrübesiyle alakası olmamasına rağmen sevdim. ilk defa içimde "evet buraya yerleşip bir hayat kurabilirim" ümidi yeşerdi. önceki oyunlarda ümitsiz bir seyyah olarak yaşıyorduk. nihayet yerleşik düzen üzerine fikir edinebiliyoruz. settlement deyip abartmamak lazım işlev olarak skyrim'deki evlerden çok da farklı değil aslında.

    "özet diyalog" olayına çok tepki gelmiş ama rpg'lerde bu uzun zamandır olan bir konsept. 25 yıl evvel ultima 6'da da böyleydi. günümüzden güncel örnek ise deus ex human revolution. hatta bence karakterin ne diyeceğini içerik olarak değil de "tavır" olarak seçmek rpg mantığına daha yakın. aksi daha kalıptan çıkma gibi geliyor. beni rahatsız etmedi.

    tamam köpek seviyoruz ama dogmeat'in hep dogmeat ve hep olması. öf. dogmeat'i settlement haline getirdiğim sanctuary'ye bıraktım. o da artık yerleşik bir hayatı hak ediyor. fallout 1'de junktown'dan beri perişan oldu hayvan.

    oyunda bug çok ama kendisini oynatıyor. fallout 3 ve new vegas sevenlere tavsiye ederim.
492 entry daha
hesabın var mı? giriş yap