3 entry daha
  • kariyerinin başlangıcını karanlık zamanlar olarak nitelendiren ünlü drama yazarı, yönetmeni ve de yapımcısı. genelde bize kazandırdığı iki baş yapıttan bahsedilmiş ama ben bu entry'mde biraz daha kendisinden ve nasıl buralara geldiğinden bahsedeceğim; zira kendisi bu günlere pek kolay gelmemiş.

    liseden sonra university of southern california sinema bölümüne giren weiner burada yazmaya başlıyor ilk anlatılarını. okulun düzenlediği bir çok yarışmaya katılıyor fakat hiç birinde yazıları beğenilmiyor. bu olumsuzlukların üstüne belgesel işine girmeye karar veriyor, ama maalesef okul bittikten sonra 3 ay boyunca hiç bir iş teklifi alamayarak yine hüsrana uğruyor. ondan sonraki 3 yıl boyunca evde takılıp spec scripts'ler yazarak zaman geçiriyor ve bu süre zarfında mimar olan eşi linda ailenin geçimini sağlıyor. gösteri dünyasını o kadar içine girilemez olarak görüyor ki en sonunda yazmayı bırakıp ve bütün gününü televizyon karşısında yatarak geçirmeye başlıyor. bu sıralarda az daha bacanağının yanında, havaalanında işe girecekmiş ki çok şükür böyle bir şey olmamış.

    sonra bir gün clerks adlı düşük bütçeli bir filmden ilham alarak kendi bağımsız filmini yapmaya karar veriyor. film başarısız bir senaryo yazarını yani kendisini anlatıyordu. filmde kendi eşini, arabasını ve evini kısaca sadece kendi imkanlarını kullanan weiner daha sonra bu filmi dönüşümsel bir deneyim olarak nitelendirecekti.

    şansının dönmeye başlayacağı günler ise liseden bir arkadaşının bir deneme yayını için punch-up ‘a ihtiyacı olmasıyla başlıyor ve weiner’a ulaşıyor bunun için. burada punch-up bir grup yazarın bir senaryoyu daha komik hala getirmek için uğraştıkları bir terim anladığım kadarıyla. hatta o kadar ki weiner bile böyle bir mesleğin olduğunu ilk defa o zaman öğrenerek işe gidiyor. burada yaptığı çalışmalarla göz dolduran weiner deneme yayının sonuna kadar 600 dolar karşılığı ilk iş teklifini alıyor.* komedi üzerinde çalışmaya devam ederken bile aklında sürekli kendi eserini yaratma fikri olan weiner mad men’in temellerini bu zamanlarda atar. iş saatleri dışında tüm vaktini reklamcılık üzerine araştırmalar yaparak geçiren weiner neredeyse ailesiyle hiç zaman geçirmez. ve bu durumu bir metrese sahip olmaya benzetir.

    mad men adı altında yarattığı yapıtın çok özel olduğunu hisseden weiner senaryoyu tamamlar tamamlamaz gönderebileceği tüm ajanslara gönderir. ajansların neredeyse hepsinden olumsuz eleştiriler alsa da pes etmez ve bu azmi senaryoyu the sopranos’un yaratıcısı david chase’in eline kadar geçirir. david chase senaryoyu o kadar beğenir ki weiner’ı işe alır hemen. hatta weiner’ın ifadesine göre david chase, weiner’a seni kovsam bile bu projeyi hayata geçirmen için sana yardım edeceğim der ve sözünün arkasında durup senaryoyu hbo’ya verir. fakat ne yazık ki hbo o sıralar dönem dizisi çekmek istemediği için senaryoyu pas geçer. weiner da bu süre zarfında boş durmayarak senaryosunu showtime, lionsgate, sony, fx gibi büyük ajanslara yollar fakat hepsinden boynu bükük ayrılır. mad men projesi bu şekilde 4 yıl boyunca tenis topu gibi bir oraya bir buraya savrulur, taa ki senaryonun yeni bir şeyler yapmak isteyen amc’ye ulaşmasına kadar. amc'nin projeyi hayata geçirmeye karar vermesiyle birlikte hayatının projesini yürütme fırsatını yakalayan olan weiner çok heyecanlanır. fakat o sıralar tabiri caizse kimse amc’yi gösteri dünyasında adamdan saymıyordu ve herkes weiner’a ne kadar üzüldüklerini belirten cümleler sarf ediyordu. fakat weiner ve bir kaç kişi haricinde kimsenin tahmin etmediği ihtimal gerçekleşecek ve amc tüm ipleri weiner’a vererek dört altın küre ve on beş emmy ödülü'nün de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanan mad men efsanesinin doğuşuna ön ayak olacaktı. mad men yayınlanıncaya kadarki 7 sene boyunca her gün sanki yarın hayali gerçekleşecekmişcesine çalışan weiner sonunda yaşaması gereken kadere sahip olacaktı.

    hepsi ve daha fazlasını buradaki yazıda bulabilirsiniz, ben dilim döndüğünce sade tutarak çevirmeye çalıştım.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap