8 entry daha
  • bence acilen canlandırılması gereken başlıktır. eminim birçok kişinin bu konuda anlatacağı birşeyler vardır.

    hugo'da küfreden çocuk olayından sonra o dönemleri düşünürken bu aklıma geldi. şimdi gülerek anımsadığım fakat o dönemde hz. ibrahim'in oğlu ismail'i kesme teşebbüsünün tekerrürünü canlı canlı gördüğüm bir kriz yaşamıştık.

    900'lü hatların ocakları yaktığı dönemde salak kuzenim yüzünden evlerine neredeyse haciz gelecekti. mevzu komik olduğu kadar genetik kodlarımızı sorgulamama sebep olan bir durumdu. bizim fırlama, reklamda gördüğü 900'lü numarayı arayıp arayıp eşeko'nun anırmalarını ve o bet sesiyle söylediği şarkıları dinler dururmuş. tabi o dönem cep telefonunun herkeste olmadığı, bazı telefonlarda sms özelliğinin bile bulunmadığı dönemler. 900'lü hatlar ebesinin örekesi gibi para emiyor. beyinsiz çocuk; anne babası çalıştığı için denetim mekanizması da yok tabi, bazı günler 40-50 defa ararmış o hattı.

    hafta sonları ya dayımlar bize gelirdi ya da biz onlara giderdik. çoğunlukla biz giderdik çünkü dedem ve anneannem de aynı binada kalıyorlardı. o son gittiğimizde peygamber gibi sakin olan dayım*, bizim kuzenin üstüne çıkmış ufc final müsabakasında rakibini döven adam gibi dövüyor çocuğu. annem, babam herkes elinden almaya çalışıyor lakin yok arkadaş herif kana susamış, mortal kombat'ta rayden'in finish him'lerini bizim malın üstünde deniyor.

    dayak esnasında bir ara kuzenle göz göze geldik. yemin ediyorum gözünde gökten koç bekleyen ismail bakışı vardı. böyle bir yalvarma bakışı yok. hani kediler "beni yıkama lütfeenn" surat ifadesine bürünür ya onun gibi birşey. sonra babam çekti dayımı köşeye sakinleştirdi. dur bir anlat bakalım meseleyi dedi. şimdi arkadaşlar olay adana'da geçiyor siz de tahmin edin dayımın ettiği küfürleri. hele meselenin içinde eşek var lan, küfürleri yazsam rtük ekşisözlük'ü kapatır valla. neyse meseleyi anlatmaya başladı. size şöyle diyeyim, bugünün parasıyla 8-10 bin liraya tekabül edecek bir telefon faturası gelmiş. çünkü telefon ettiğin anda süreye bakmaksızın tarifeyi çakıyorlarmış herifler. dayım bildiğin ağlaya ağlaya meseleyi babama anlattıkça bizim peder az önce kolunu mengene gibi tuttuğu dayımı yavaştan çözüyor. anlattıkça el biraz daha boşanıyor ve en nihayetinde rakamı duyup babam şaşkınlıktan elini yüzüne götürünce o an anlıyorum ki müsabakada 2. round yaşanacak ve bu sefer flawless victory için şartlar oldukça müsait.

    ben bir insanın havada çift tekme attığını 3 kişiden gördüm: bruce lee, chuck norris ve sadece o güne özel zavallı dayım. kuzen dayak yemekten aha dayıya sor kıvamına gelmiş olayın sonlamasını bekliyor.

    mevzu öyle böyle derken o gün dedemin de araya girmesiyle biraz sakinleşiyor fakat dayıoğlu birkaç hafta dedemlerde ya da bizde kalıyor.

    kötü bir toros arabası vardı adamcağızın onu satmıştı. eşeko için araba yemek bugün aile içinde halen alay konusu olsa da dayım bugün bile meseleyi hatırlatınca bir ton söver. biz de kızdırmak için "tamam da dayıcım yunus bülbül'ün suçu ne?" gibi laflar söyleyince ortaya beleş seyirlik komedi çıkıyor.

    dayıoğlu mu? o da bugünlerde uyduda yayın yapan dandik şarkı kanallarının alt-yazıda verdiği 50 tane herifin isminin yanına adını soyadını ve telefonunu yazıp kız tavlama peşinde. başaracağım abi diyor.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap