3 entry daha
  • "peygamber olmasa namazı nereden öğrenecektik lan!!" tayfasının hortlamasına neden olan fetva. cumalara gitmeyeli çok oldu. biliyorum, yanlış. cuma'ya gitmek farz. cuma suresi'nden öğrenyoruz bunu. ama gönlün katlanmadığı, sırf gelenek diye, sırf 600 yıl önce filanca alimin sözü diye işittiğimiz bir yığın hurafe duyuyoruz. şimdi de resmen kur'an'a cephe alınmış.

    açık açık "kur'an size yetmez" denmiş. elbette peygambersiz din olmaz. benn hep söylüyorum "muhammedun rasulullah olmasa, eşhedü en la ilahe illallah'ı öğrenemeyecektik." kimsenin peygamber'i inkar ettiği yok. yahu peygamber'i reddetsek nasıl müslüman kalacağız?

    ama kafa almıyor. allah, peygamber a.s'a "kur'an ile öğüt ver" buyuruyor, allah, peygamber a.s'a "sen dediklerimizi dememiş, demediğimizi demiş gibi anlatsan, sol kolundan yakalar, şah damarını keser parçalardık" buyuruyor, bizimkiler hala namazın hükmünü allah koydu, içeriğini peygamber a.s doldurdu zannediyor. abi bu ne sakat bakış açısı? sen kur'an okumuyorsan, daha çook mızmızlanırsın "kur'an'da namazın kılınışı yok" diye.

    peygamber a.s, kur'an hükümlerinin ilk uygulayıcısıdır. fakat, kafasından hüküm koyamaz, koymamıştır da. o (s.a.v) gelen hükümleri iletmek, uygulamak, anlatmakla görevli idi. kendisinin kur'an dışında hiçbir sözü ve uygulaması yoktur. bunu bize söyleyen, yine kur'an-ı kerim'dir.

    geçmiş milletler, ümmetler, kitaplarını bozdukları, hüküm ve ayetleri gizledikleri, yaşamlarını ayetlere değil de, ayetleri yaşamlarına uydurmaya çalıştıkları için, ayetleri gizledikleri, kafalarına göre yorumladıkları için helake uğradılar.

    efendiler! allah, kur'an'ı tanımlarken; "apaçık, noksansız, mübin" gibi kelimeler kullanıyor. allah'ın "eksiksizdir" dediği kitaba, peygamber nasıl güncelleme getirebilir? nasıl olur da peygamberimi şu duruma sokma cüretini gösterirsiniz? eğer allah bir şey hakkında hüküm vermişse, o konuda peygamberler dahil hiç kimse aksi yönde şey söyleme selahiyetine sahip değildir. allah bize "bu kitaptan sorumlu" olduğumuzu söylüyor, kütüb-ü sitte'den, buhari'den değil. topyekün hadisler reddedilsin diyen yok. ama hadis adı altında "musa azrail'e tokat attı, azrail'in gözü çıktı. peygamber namaz kılarken önünden geçen çocuğa beddua etti" gibi abuk sabuk sözlere itibar falan edemem. kimse kusura bakmasın. ya da baksın farketmez. benim peygamberim, kur'an'da anlatıldığı gibidir. şunun bunun peygamber tanımına ihtiyacım yok. allah kur'an'da hazret-i muhammed aleyhissalatu vessellem'i öyle net, öyle kuşkuya mahal kalmayacak şekilde öğretiyor ki bize, biz "peygamber okuma yazma bilmezmiş" diye ağlamıyoruz mesela. biz biliyoruz ki, hazret-i peygamber uçmuyor, kaçmıyor, dine mugayir sözler etmiyor, cihadın zirvesini yaşıyor, canıyla, malıyla cihad ediyor, öğüt verirken de kur'an'dan öğüt veriyordu. yarın mahşerde yüzüne nasıl bakacaksınız bilmiyorum. peygamber a.s, kendisine hadis kisvesi altında atılan iftiralardan münezzehtir. kuşkusuz söylediği sözler, yaptığı eylemler vardır, örnek almamız kaçınılmaz. fakat peygamber a.s, kafasından hüküm falan koymamıştır.

    hatırlayın mücadele suresi'ni. kocası kendisine zıhar ettiği için peygamber ile tartışan kadını. ortada ayet yok daha tartışma sürerken. ee, niye peygamber kafasından hüküm vermedi? neden ayet ve hüküm bekledi? niye kardeşim? peygamber değil mi? neden hüküm vermiyor? vermiyor, çünkü o(s.a.v) neyin ne olduğunu çok net biliyor. o kadar iyi biliyor ki "haram ve helal belirleyici, hüküm koyucu yegane merciinin allah olduğunu" kendisi buna yeltenmiyor. yukarıdaki "şah damarını keser parçalardık" ayeti varken, siz peygamber a.s'dan ne bekliyorsunuz? allah'a rağmen kurallar koymasını mı? vallahi siz peygamber'e haksızlık ediyorsunuz.

    bu saatten sonra yeni peygamber gelmeyecek, kapandı o kapı. yani? bu ümmet son ümmet. helak olduktan sonra yeni peygamber gelmeyecek. bundan sonrası ahiret yurdu. zamanını eobette sadece allah bilir. hoş, "neredeyse kendimden bile zamanını gizli tutacağım/ gizleyeceğim" ayetine rağmen siz peygamberimize "kıyamet bir cuma günü, akşam namazından sonra kopacak" dedirttiniz. bırakın peygamber kıyaslamayı artık. utanmadan arlanmadan, "o peygamber şundan üstün, bu peygamber berikinden evla" diyorsunuz. bahsettikleriniz ahmet mehmet ağa değil, peygamber. biraz saygı, çokça izana davet ediyorum hepinizi.

    en baştaki eleştirimi yineliyor ve kendimi iğneliyorum. sırf hurafe duyacağım diye cuma'ya uzunca bir süredir gitmemek benim ayıbımdır. ben bunu ikrar ediyorum. kulaklarımı duymamaya alıştıracağım. bunun yolunu bulacağım inşallah. hadi şimdi mesaj atın bana, kur'an'ın hiçbir yerinde geçmemesine rağmen peygamberimize verdirttiğiniz o hadisten yola çıkarak "3 cuma'ya gitmeyenin kalbi mühürlenir." "allah kur'an'a koymayı unuttu" demeye geliyor bu hadis diye yutturulmaya çalışılan şey ya, hadi bakalım. böyle mutlusunuz maşallah.
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap