78 entry daha
  • basında yer alan haberlere göre ricky martin cinsel tercihini ailesine açıklarken zorlanmamış. daha doğrusu annesi herhalde tahmin etmiş ki, oğlunun bir erkeğe aşık olduğunu söylemesinden sonra ona sarılarak ne olursa olsun onun hep sevgili oğlu olarak kalacağını belirtmiş. babası ise konunun üzerinde bile durmamış. nasıl yaşamak istiyor ve nasıl mutlu hissediyorsa öyle yaşamakta özgür olduğunu söylemiş.

    doğrusu da bu zaten. çocuklarımızı dünyaya getirirken onları her şartta seveceğimizi düşünürüz, nitekim öyle de olur. siyah ya da sarı saçlı, kumral ya da beyaz tenli, minyon ya da iri yapılı olması bir şey değiştirmez. o bizim biricik varlığımızdır. en güzel çocuk odur. sonra büyümeye başlarlar. ergenlik döneminde çatışır ama gene toz kondurmayız onlara. hatalarının bir gerekçesi vardır mutlaka. buna kendimizi de inandırırız çoğu zaman.

    ve onlar bir gün birer yetişkin olarak karşımıza dikilirler. bizden farklı düşünen, bazen bize itiraz eden, ters düşen bireylerdir artık. düşünceleri farklılaşmıştır. artık o annesini vücudunun bir parçası olarak gören ve algılayan masum bebek gitmiş ve yerine kendi kimliğini farklılıklarla oluşturmuş bir insan gelmiştir. bu yeni insan kendi seçimleri, istekleri doğrultusunda yaşamayı tercih ettiğinde ise anne baba için iki yol vardır. ilki; çocuğunu olduğu gibi kabullenerek ve toplum baskısını mümkün olduğunca umursamadan onu sevmeye ve bağrına basmaya devam etmek, ikincisi ise reddetmek ve dışlamak. zor olanı onu olduğu gibi kabul etmektir elbette. kolay yol ise ikincisidir. sırf "onaylamadığımızı" belirtmek için reddederiz çoğu zaman. sevgimizi şartlara bağlarız;

    -seni seviyorum ama beni üzmezsen,
    -seni seviyorum ama ahlaklı olursan,
    -seni seviyorum ama benim kurallarıma göre yaşarsan,
    -seni seviyorum ama toplumla ters düşmezsen,
    -seni seviyorum ama beni mahcup duruma düşürmezsen,
    -seni seviyorum ama geleneklere uygun yaşarsan...

    bunları belki bu sözlerle ifade etmeyiz ama öylesine güçlü hissettiririz ki... bu liste uzar gider. içimizden çıkmış, bizden var olmuş o eşsiz varlığa vereceğimiz sevgiyi "ama"lara bağlarız. oysa "önemli olan benim değil senin mutluluğun" demek, diyebilmek gerek. anne ya da baba olmak bunu gerektiriyor.

    sevgimizi şartlara ve koşullara bağlıyorsak oturup o sevgiyi sorgulamamız gerek...

    2010

    aslı
186 entry daha
hesabın var mı? giriş yap