5 entry daha
  • "oto-erotik" ve "müstehcen manken" (j g ballard'ın vahşet sergisi adlı kitabının ikinci bölümü "ölüm üniversitesi"nden.)

    oto-erotik: talbot, catherine austen'in yatak odasında dinlenirken havaalanından otoban boyunca uçan helikopterleri dinledi. bir makine kıyametinin simgeleriydi bunlar, dairenin mobilyalarındaki bilinmeyen anıların çekirdeklerini tohumluyorlardı, konuşulmayan bağlılıkların işaretlerini. bakışlarını pencereden indirdi. catherine austin yatağa, talbot'un yanına oturdu. çıplak bedeni acayip bir sergi eşyası gibi öne eğikti; anatomisi steril yarıkla pörsük tümseğin birleşmesi. kadının sol meme ucunda çamur rengi areolasına dayadı avucunu. alt ve üst geçitlerin beton manzarası daha gerçek bir mevcudiyete vesile oluyordu, bir sinir aralığının geometrisine, kendi kas sisteminin örtük kimliğine.
    müstehcen manken: "yanına uzanayım mı?" sorusunu duymazdan gelerek kadının geniş kalçalarını inceledi talbot, artık dokunuş ve histen yoksun hatlarını. kadın, dışarıdan görülebilen menfezlerle donatılmış kauçuk bir mankenin, müstehcen bir mastürbasyon aletinin dokusuna sahipti şimdiden. talbot ayağa kalktığında kadının el çantasındaki diyaframı gördü, işe yaramaz 'cache-sexe'. helikopterleri dinledi. zihninin sınırları arasındaki görünmez bir iniş bölgesi'ne konmuşlardı sanki. geçen ay bin bir zahmetle yaptığı heykel yükseliyordu garajın çatısında; camdan yüzlerini güneşe tutan metal telsiz antenleri, laboratuvardan aldığı hastalıklı spinal seviye slaylatları. kuasarların zaman-müzikleri eşliğinde gökyüzünü izledi bütün gece.

    j g ballard'ın "müstehcen manken" hakkındaki notları:
    kuasarların zaman müzikleri. bu gezegene uzaydan devasa miktarda radyo dalgası geliyor, evrenin öbür ucundan çıkıp muazzam mesafeler katederek. bu mesajların bir anlamı olmadığını kabullenmek zor; ama muhtemelen durum bu; yıldızların nükleer süreçlerinin zahiri işaretlerinden fazlası değiller. yine de solmuyor umutlar: bir gün bu mesajların şifreleri çözülecek ve bulacağımız, galaksiler arası faks hizmetleri değil, kendiliğinden oluşan bir koro müziği, naif bir elektromanyetik mimari, felsefi bir dizgenin iptidai söz dizimi olacak, dalgaların kumsallara çizdiği desenler kadar anlamsız ama onlar kadar güven verici.
    zihninde eşyaları montajlayarak basit bir anten inşa etti talbot, artık geceleri zamanın şarkısını mırıldanan gökyüzünü, kainatın görünmez güçlerinin seslerini duyabiliyor.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap