24 entry daha
  • bugün yol boyunca dinlediğim albümdür.

    insanları izlemekten ve gözlemlemekten zaten hoşlanırım ama bu albümü dinlerken insanları izlemek ve gözlemlemek ayrı bir keyif.

    çünkü albüm, insanların temel dürtü ve güdülerine sokulmaya yardımcı oluyor.

    zaten insanoğlunun yarattığı medeniyet ince bir perdeden ibaret, albümü dinlerken bu "medeniyet denen perdeyi" yırtıp alaşağı edip, arkasında ne kadar hayvansılık varsa daha berrak biçimde gözlemleyebiliyorsunuz.

    mesele bu hayvansılığın varlığı değil, medeniyetin abartılması.

    bütün bu ihtişamın, zenginliğin, gösterişin, süsün, püsün, arabaların, elmasların, makyajlı kadınlar yakışıklı erkeklerin geçit resmini izlerken bir de bu albümü dinlemeli bu yüzden.

    bardağın boş tarafını ağırlıkla gösterir evet ama, parçaların sonunda hep bir "bu boşluğu nasıl doldururum" vardır.

    kötüden iyiye geçiş vardır parçalarında, bu albümün.

    zihin açan uyuşturucudur thirteenth step.

    ilk olarak the noose'u dinlemiştim bu albümden, tek seferde bıkmadan defalarca. tam şu anda da o çalıyor kulaklarımda zaten.

    ama favorilerimi en çok iyiden en az iyiye doğru sıralamam gerekirse;

    1. vanishing (tam bir şaheser)
    2. the noose
    3. the outsider
    4. gravity
    5. the package
    6. pet
    7. weak and powerless
    8. blue
    9. a stranger
    10. the nurse who loved me
    11. crimes
    12. lullaby
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap