saadet özkan

• sen ne güzel, ne düzgün insansın şu lağım çukurunda. ağladım izlerken. şurada konuşuyor:
  
  http://www.cnnturk.com/…tirken-gozyaslarina-boguldu
  
  açamayanlar için o sıcaklığını, o titreyen sesine konan binlerce sessiz çığlığı veremem ama... aklımda kaldığı kadarıyla
  
  "... masanın altında buldum çocuklarımı, 'n'apıyorsunuz orada, çıkın' dedim. ' müdür gıdıklama oyunu oynatıyor' dediler, anladım bir şeyler yanlış surat ifadelerinden. topladım çocuklarımı sınıfa, ürkütmemek için dikkatle 'çocuklar iyi sevmek var, kötü sevmek var, hani annemiz sarılır ya bize, babamız başımızı okşar ya, bu iyi sevmektir ama bir de kötü sevmek var, hani bikini giyince kapanan yerlerimiz var ya oraya dokunabilirler... sizi kötü seven biri olursa annenize söyleyin, anneniz sessiz kalırsa öğretmeninize söyleyin...' dedim. çocuklarımdan biri 'öğretmen bizi korur mu?' diye sordu, 'tabi korurum' dedim... ertesi gün gelip anlattı: 'öğretmenim biri beni kötü seviyor, hem de çok kötü. sadece beni de değil, arkadaşlarımı da.....çok kötü şeyler anlattı.... 'siz benim küçük kahramanlarımsınız dedim, ürkütmek de istemiyorum, birazdan buraya polis teyzeler gelecek, bunu böyle anlatın tamam mı, ben hep sizin yanınızda olacağım..."
  
  bu kadar acı, bu kadar kırıklık... ve bir türkiye manzarası: insanlar "boş ver, başını yakma" diyorlar. yani o kadar acıyı bir kalemde yok sayabiliyorlar. bir türkiye manzarası: tam iki yıldır süren davada tam bu iğrenç herif kurtulacakken, (sanırım) ayşe arman'ın haberiyle birlikte medya desteği alınınca tutuklanabiliyor.
  
  adalet ne güzel, değil mi?