20 entry daha
  • bazı katatonik hallerim vardır evlerinizden uzak. sevdiğim şarkı ve türküler bakımından öyleyim mesela.

    türkü dinlemenin bende farklı bir yeri vardır. çocukluktan başlayan bir şey bu, babamın etkisi. evde ve arabada sürekli türkü dinler ama sizin türkü diye bildiğiniz boktan arabesk şarkıları olmaz bunlar. alevi olmamamıza rağmen, kültürlerini kendisinin ne olduğunu bilmeyen bir sürü aleviden daha iyi bilmemin sebebi budur. nesimi'nin başına ne geldiğini, bir molla kasım'ın gelip neler yaptığını, şehin şah'ın pir sultan'a neden darılacak olduğunu falan, kendimi hatırlamadığım zamanlardan beri bilerek büyüdüm.

    "şu ellerin taşı hiç bana değmez, ille dostun bir tek gülü yaralar beni" lafını çocukken anlamış birine, arkadaşlarını sattıramazsınız.

    ha şimdi hep alevilikten gittiğim için bikbik etmeyin, hayatını "türkü ne yeaa" diye geçirip "ferman padişahınsa dağlar bizimdir" lafını iki gün önce duyduğunda "dostum yıkılıyooooo" diye geyiğini çeviren cahil sürüsü.

    *
    geçenlerde aklıma nereden geldiyse acem kızı'na sardırmıştım. ondan beridir ofiste sürekli türkü listeleri açık, halimiz ahvalimiz dinleyip duruyorum. tüm albümleri var, adana'da duruyor. lisedeyken istanbul'a ilk defa tek başıma geldiğimde, istiklal caddesi'nde halep pasajı'nın girişindeki dükkanda duyup almıştım. şimdi orası bambaşka bir yer, istiklal caddesi saçma sapan bir yer oldu.

    neyse babam o grubu aşırı beğenmişti çünkü gerçekten aşırı beğenilecek bir şeydi. bir daha da hiçbir yerde görüp duymadım. neyse ki yutup'ta varlarmış, allah ekleyenden paylaşandan razı olsun.

    bugün bok gibiyim. sebebi malum.

    nerede ne zaman patlayıp öleceğimi bilmiyorum. sevgilimin, ailemin, dostlarımın, canlarımın, herhangi birinin, çocukların, bebeklerin, ofise gelirken selam verip hatır sorduğum postacının, dün eve gelirken "bana bi daha o kadar içirmeyin ya kendime gelemedim" diye goygoy ettiğim barda çalışanların, davasını bitirince oturup içtiğimiz müvekkillerimin, dünya üzerinde en ufak bir etkileşime girdiğim veya girmediğim hiçkimsenin, belki henüz tanışmadığım ama hayatımı değiştirecek olan kişinin, nerede ne zaman patlayıp öleceğini bilmiyorum.

    ve bunda en ufak bir paranoya unsuru yok.

    hayat zaten tek başına tesadüflere bağlı giden bir şey, ama bunu makul bir mantık çerçevesinde sürdürmenin artık tamamen imkan dışı olduğu gerçeğini içselleştiremiyorum.

    içselleştirmeli miyim? zaten onu da pek de sanmıyorum.

    *
    playlist'e geri döndüğümde bu türkü başladı. şu anda da mevlam bir çok dert vermiş, beraber derman vermiş çalıyor mesela.

    beraber derman diye ne vermiş, başka dertleri mi? sana dert veren insanın acısını alsın diye başka insanları mı?

    *
    hüma kuşu suya düştü ölmedi,
    dünya sultan süleyman'a kalmadı.
    dedim yâre gidem nasip olmadı,
    ağlama gözlerim mevlâ kerimdir.

    *
    huma kuşu öleydi iyiydi.
    bizim saçma umutlarımız, onun düşmüş haliyle devam etmeye çalışacağı bir hayatı olmazdı.
    yare gitmek nasip olmadı, çünkü havaalanında öldük. ve bu metafor değil, gerçekten oldu bu. komiklik şaka falan yok. her şey, birebir, kelime anlamıyla.

    sevgilime gideyim dedim, nasip olmadı, çünkü havaalanında canlı bomba patladı.

    bu.

    sen her şeyi yaptın. yapman gereken her şeyi. her şeyle baş ettin.

    hayatındaki bütün zorlukları, aileni, işini, patronunu, sevgilinle olan kavgalarını, kafanı, paranı, belki boşanamadığın eşini, çocuğunu, töreni, geleneğini, dinini, ülkeni, yaşadığın şehri, inandığın her şeyi, seni sevgilinden alı koyan her şeyle baş ettin.

    belki bir sevgili değildi bu.

    20 yaşındasın, arkadaşlarınla sabahlayabileceğin her bir geceyi çalışarak geçirdin.
    ve okul seni kabul etti.
    20 yaşında olmanın gerektirdiği hiçbir şeyi yapmamakla sınandın. ama oldu. nihayet. istediğin oldu ve gidiyorsun.

    bok gidersin.

    gideyim dersin nasip olmaz.

    çünkü "burası türkiye."

    tokayla giremediğin havaalanına bomba yüküyle girerler.

    *
    dünya sultan süleyman'a kalmadı diyorsun ya, bunu süleyman'a anlatsana pir dayım?

    ağlama gözlerim diyorsun ama, başka ne yapacağız abdal sultanım? ne yapalım allahaşkına bir de hele, ağlamayıp ne yapalım? nasıl durayım? nasıl geçecek bunlar? neden geçecek, yenisi olsun diye mi?

    "mevla kerimdir... "

    o senin mevlanmış pirim sultan.

    geçmiş o mevla'lar.

    konunun bizimle ilgisi yok.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap