7 entry daha
  • sevip de kavuşamayanlara gelesi, bağrına taş basılası, zeus'un geç bulup erken kaybettiği.

    zeus, özellikle de çocuklarının doğumundan sonra, karısı hera'yı artık hafize ana'dan farksız görmektedir. özlediği tutkulu cinselliği ve ihtirası hayat dolu, bakışları sıcacık, gönlü yumuşacık bir dilberde; semele'de bulur. ne var ki bir fani olan semele ile buluşurken tanrılığını gizlemekte, kendisi de bir faniymiş gibi rol kesmektedir. ateşi bin bir yalan ve gizliliğin heyecanıyla harlanan aşkları da, ne acıdır ki, yine ateşler içinde sonlanacaktır.

    hera kezbanı, kocasının bir gözleri ahuya tutulduğunu haber alır ve sinsice planlar yapar: semele'nin karşısına bir insan bedeninde çıkar ve zeus'un ona tanrı olarak göründüğü takdirde kendisinin de tanrısal güçlere sahip olacağını vadederek onu kandırır. semele de, saf mıdır nedir, koşa koşa gider ve zeus'tan karşısına tanrı olarak çıkmasını ister. zeus, sevgilisinin bu isteğini yerine getirir getirmesine, ama o, şimşeklerin tanrısıdır ve sevdiceğini kudretli şimşeğiyle bir kıvılcımda yakıverir. kaderin bir tokat gibi çarptıktan sonra kıyak bir high kick darbesiyle tepelediği zeus, o sırada beklenmedik bir gerçekle karşılaşır ve sevgilisinin kor olan bedeninde bir bebeğin gizli olduğunu fark eder. artık yasak aşklarının yasak meyvesi dionysos'u kendi göğüs kafesinde büyütecektir.

    eee, şimdi ne olmuştur? semele, yani aşk ve tutku tarihin sahnesinden çekilmiş, sönmüş duyguların ve boş vermişliğin simgesi hera, yaşadığı aşkın nostaljisi içinden bir konulu film şeridi gibi geçen kocasıyla bir ömür yaşamak zorunda kalmıştır. bu aşk üçgeninin gerçek kazananı kimdir? hatta, bu aşk üçgeninin bir kazananı var mıdır? peki aşk gerçekten var mıdır lan?

    onu bunu bilmem de, semele sevdiği adam tarafından biraz kül biraz duman edilerek, aslında beterin beterinden korunmuştur belki de. kim bilir, belki zeus, evliliğindeki rutin şaşmasın diye ondan vazgeçecek, hatta zamanla teselliyi yeniden başka kollarda arayacaktı. basiretsiz semele bacımız ise ya meyhane masalarında yıldız tilbe'ye bağlayacak ya da aşk yerine mantığı seçip pasif prens atamos ile evlenerek yarrak gibi bir hayatın kapılarını pazar sürprizi'ne açacaktı, çok affedersiniz.

    hasılı, psikanalitik ve ayrıntılı bir analiz için (bkz: aşkın halleri) (bkz: alper hasanoğlu)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap