2672 entry daha
  • 1 kasım 2015 gecesi seçim sonuçları açıklanırken trabzon'da arkadaşın dükkanında tuzlu fıstık, badem [kilosu 55 tl sadece onun yanında atıştırabiliyodum] ve beyaz leblebi yiyordum. henüz atmosfer belli değildi. 7 haziran'ın haklı gururu ve özgüveni vardı. akp'lilerden çıt çıkmıyordu, sokaklar sergio leone'nin western filmlerindeki gibi mimiksizdi. sadece rüzgarda yerde uçan çalı yerine siyah bira poşetleri vardı. daha sonra kanallar yayınlara başladı, seçim sonuçları açıklandı, açıklandı ve kesin sonuç 22.30 gibi belli oldu. akp yine tek başına iktidar.

    tek hatırladığım şey şuydu; ikimizde de uzun bar taburelerinden vardı. o sandalyelere çakılı kaldık. sadece bu. ki çok tezcanlı biridir, sevgilisinin kendisini aldattığını öğrendiği an bile bu kadar tepkisiz kalmamış birisi. kaç dakika konuşmadık, yerimizden kalkmadık hatırlamıyorum. öfke, bıkkınlık, umutsuzluk, gri, herşey. dükkana gelen müşteri de olmadı o süre içinde. çıt bile çıkarmadık. böyle anlarda floransandan bir ses gelir, bir sinek sesi duyarsın, televizyonun tüpünden cızırtı gelir, birisi öksürür burnuu çeker ya da dolaptan titreme sesi gelir. hiçbiri yok. daha sonra ben dışarı çıktım bi sigara yakıp, sesler, kornalar ve havai fişekleri duymaya başladık. sabrın ne zor bir şey olduğunu o an iliklerime kadar yaşadım. yaşadık. ufak ufak konuşmaya birbirimizi kendimizin de inanmadığı şekilde motive etmeye çalıştık, olmadı. özellikle böyle bir taşrada, muhafazakar seçmenler ve algının yoğun ağının olduğu yerde bu çok çok zor bir şey. sabrettik, dişimizi sıktık. o gece kimseyle kavga etmedik, tartışmadık. yutkunduk.

    amerikalıları anlayabiliyorum. burada dalga geçenlere bakmayın. muhtemelen yaşadıklarına halen inanamıyorlar ve bunu sindirmek istemeyeceklerdir. ama öyle ya da böyle hayat bazen inanamadığın şeylerle de yüzleşmeyi gerektiriyor. bu sadece kendilerinin de ilk kez tatttığı ve izole bir şekilde yaşamak yerine dünya vatandaşlığına adım attıkları, çoğunun ilk kez politize olduğu bir süreç olacak. kendilerini zor günler bekliyor. böyle yıkımlardan sonra iyi şeyler gelebilir. bu 4 yılı belki çok iyi bir ihtimalle doğum sancısı gibi düşünülebilir. sanders olmasa da liberteryan-sosyalist bir aday bu sükseyi yakalayabilir trump'ın yapacağı yıkımla. bizdeki gibi algıları, eğitimleri yok. o yüzden 4 yıl sonraki süreç çok farklı olacak. tam bir tepki seçimi oldu kendileri için. tarihte bu kadar yoğun öfkenin kendi sandıklarına yansıdığı bir seçim pek yok. kendileri 4 yıl sabrederek bu kara bulutun geçmesini bekleyebilirler.

    peki ya sen, ya biz ne yapabiliriz. işte bunu bilmiyorum. 14 yıldır o kadar çok şey yaşadık, şahit olduk, denedik ki, psikolojimiz çöpten ekmek çıkarmaya çalışır gibi oldu. en ufak bir şeyden anlam çıkarmaya, mutlu olmaya, umutlanmaya çalıştık. ben şunu anladım, bu coğrafyada mucizeler her zaman önemli. çünkü hayatın olağan akışında herşey o kadar siktiri boktan ki, sadece çok çok kısıtlı anlarda iyi parlamalar olabiliyor. o yüzden ortadoğu'da bu kadar dinler, myth'ler, masallar, "lider"ler çıkıyor. ne batıda, ne çağdaş ve hayat standartlarının yüksek olduğu yerde böyle bir ihtiyaç yok çünkü hayat bu arzı anlamsız kılıyor.

    amerikalıların trump'ı 4 yıl sonraki seçimde alaşağı etme potansiyeli var. kendileri için umut verici.

    bizim yok.
    biz freni patlamış bir kamyon gibi herkesin gözü önünde yokuş aşağı gidiyoruz.
9387 entry daha
hesabın var mı? giriş yap