9 entry daha
  • istanbul devlet tiyatrosu yorumuyla iki perde ve ara dahil 2 saat süren amerikan havalı fakat alman menşeili oyun. (helmut, helga, lars, mario'nun bıyıkları hatta eröl'e rağmen tereddüt etmedim değil.)

    oyunun konusu; her biri adeta mutsuz evlilik temsilcisi olan üç eski arkadaşın bir alışveriş merkezinin kazan dairesini kendilerine bir tür mahzen adeta bir erkek sığınağı haline getirmeleri üzerine kurulu. evliliklerindeki temel çatışma noktasını eşlerinin alışveriş tutkusu oluşturan ve o güne kadar çözümü itaatle karışık inandırıcı yalanlarda bulan bu üç kafadar mahzende erkeklerin "iç dünyasını" bütün görkemiyle! ortaya koyarken, aralarına bir dördüncünün katılması ve yeni bir mücadele yöntemi önermesiyle çözülme başlar. akabinde duygular, sırlar, yalanlar, itiraflar ve bütün kirli çamaşırlar ortaya dökülür.

    tüketim toplumunun da bolca yerildiği oyunda iç dünyalara dair yer yer güldüren tespitler yapılmakla birlikte pek öyle derine inildiği söylenemez. öyle ki sıkılmadan izlenip sürenin büyük kısmında eğlenildiği halde çıkışta oyundan geriye pek bir şey kalmıyor.

    oyunculuklarda samimiyetle birlikte yer yer teklemeler yer yer de paslaşma sıkıntıları görünüyor. daha oturmuş olmasını beklerdim. burak karaman (lars) ve sanırım en son sessizlik oyununda izlediğim süleyman atanısev (eroll) sahnedeki rahatlıklarıyla biraz daha öne çıkıyorlar. karakterlerinin etkisiyle daha baskın ve daha bezgin olan ali çelik (mario) ve ilkay akdağlı (helmut) da ekibi tamamlıyor. oyunun en başarılı kısmı ise beylerin neredeyse ahıra çevirdikleri kazan dairesi dekoru. behlüldane tor iyi iş çıkartmış yine.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap