nuriye ve semih'in açlığına ses ver

• bir "khk'lı" olarak olayın içinden bir görüş sunayım. başınıza gelmeden yaşananlar umrunuzda olur mu sözlük yazarları?
  
  yıllarca o kadar uzak kaldım ki pis siyasi örgütlerinizden. tek bir amacım vardı o da ailemin bana verdiği emekleri boşa çıkartmamak, onları hayal kırıklılığına uğratmadan okuyup düzgün bir meslek sahibi olabilmek. yaptım da. sizler gibi başkalarının eline bakmadan çalıştım, matematiği sevdim, soru çözmeyi sevdim, mühendisliği sevdim, mühendisliğimin hizmet ettiği amaçları çok sevdim. akademik anlamda da üniversiteden uzak olmayı hayal edemedim hiç^*. sınavlara tekrar tekrar girdim öyle 100 çekmedim satılmışlar gibi. hakkım neyse elimden gelen neyse onu aldım. ekmek nerede ise kadro için açılan sınavlara girdim. ücra bir köşede akademisyen oldum. hayal gibiydi. sonra tabi ortam o kadar kötüydü ki. benim gibi kimliği dış görünüşüne yansımış bir insan o ortamda göze batıyordu.
  
  f tipleri ve bademler. biz size nicedir böyle deriz, ben masanıza oturduğumda birden susardınız. susmasanız da ben sizi sustururdum o yana yakıla savunduğunuz, masalara bıraktığınız zaman gazetesini gözünüzün önünde kıvırıp çöpe gönderirken.
  
  şimdi o üniversitedeki isimlerini net hatırlamadığım bu insanlar hala çalışıyor. ama ben fetöcü terör örgütü üyesi sayıldım!!! neden mi açıklayayım:
  
  çünkü ben o yobaz ortamda kalamadım. ben o şehirde yaşayamadım nefes alamadım. kadrolara başvurmaya devam ettim. mülakatlarda beni sorgulayan bademleri aşamayınca öyp ile şu an gündemde olan bir üniversiteye girmeye hak kazandım.
  
  işte o üniversitenin rektörü gazetelerde en çok akademisyeni biz işten attık diye demeçler veren bir isim. kendisine gidip sorduğumda neden ben diye, öyp'lilere ayrı muamele yaptık cevabını aldım.
  
  şimdi cumhuriyet başsavcılığı tarafından hakkımda yürütülen soruşturmada suçsuz olduğum kanıtlandı. duydunuz mu!! hukuk gözünde de masumiyetim ortaya çıktı! herkes biliyordu zaten beni tanıyan ve artık hukukta beni biliyor.
  
  peki bu ne işe yarıyor? hiiiç.. hiç bir işe yaramıyor çünkü cumhurbaşkanından, başbakandan, hukuktan daha yüksek olan bu rektör bu kararı tanımayabilir. nasıl bir ülke ki sizin yetki verdiğiniz kişi sizin üstünüzde kararlar alabiliyor.
  
  bu arada her şeyden o kadar uzaktayım, işimde gücümdeyim ki ne bankası, ne sendikası, ne dershanesi ne bileyim daha ne pislikleri varsa, ne imzası. bende hiç biri yok ve durun, böyle haksızlığa uğrayan tek kişi ben değilim . şehir aynı, üniversite aynı onlarca insandan bahsediyorum.
  
  ben ilk açığa alındığımı öğrendiğimde açlık grevi ne kadar kolay görünmüştü. tek çare gibiydi ve hayat umrumda değildi. sesimi başka nasıl duyurmalıydım? khk demiyorum, açığa alınmak diyorum. beni devlet tanıyor muydu ki? birileri beni tanısa zaten masumiyetim ortaya çıkacaktı. kısa bir süre sonra bebek beklediğimi öğrenince... her şeyin rengi o kadar değişti ki.. beslenmem, yaşamam hatta üzülmemem gerekliydi.
  
  o khk listelerinde hesaplarından trilyonlarca işlem yapıldığı söylenen insanlar var. yıllardır fetö desteği bulunan su veren hortumu anacağınız insanlar. ülkenin dibine dinamit sokmaya çalışan şerefsizler. yok değil, çok sayıda büyük suçu olan insanlar var.
  
  bir de başkaları var. adı karıştırıldığı için^*, bankasından kredi faizi düşük olduğu için para çeken^*, satın alacağı evin ipoteği o bankada olduğu için para yatırmış olan, kendisinin haberi olmadan sendika seçim dönemi 1 ay bir memur tarafından sendikalarına üye yapılmış olan. benim gibi, koltuğunu garantilemek amacıyla hareket eden idari amir kurbanı olan.
  
  o listede adı hiç olmayanlar da var. ben tanımıyorum çünkü benim yanımda kendilerini belli etme cesaretini gösteremediler hiç.
  
  pkk üyesi ise bilmem, doğru şekilde yargılansın cezalandırılsın. ama şu durumda kim hak ediyor aç kalmayı?