53 entry daha
  • bir adamın ardından güzel anılarla hatırlanması eşsiz birşey olsa gerek. ardından epey konuşulan ve burada da ingilizce bir linki verilen yaşanmış güzel bir anısını paylaşmış bizzat birinci ağızdan marc haynes diye biri...

    "...yıl 1983. henüz 7 yaşımdayım. havaalanlarında birinci sınıf lounge'ların olmadığı zamanlardan bir gün dedemle nice havaalanındayken roger moore'u oturmuş gazete okurken gördüm. dedeme james bond'u gördüğümü bi imzasını almak istediğimi söyledim. dedem ne james bond'u ne de roger moore'u bilmiyordu. birlikte yanına gittik ve dedem "torunum sizin ünlü olduğunuzu söylüyor, bir imzanızı alabilir miyiz?" diye sordu. tüm kibarlığıyla adımı sordu ve uçak biletimin arkasına iyi dileklerini de ilave ederek imzasını attı. mest olmuş bir halde yerime geçip imzaya şöyle bir baktığımda ne yazıldığını tam okuyamasam da adını james bond olarak yazmadığını fark ettim. hayallerim yıkılmıştı. dedeme "farklı birinin adıyla imzalamış" dediğimde dedem imzada roger moore yazdığını söyledi. dedem imzalı bileti alarak roger moore'un yanına döndü.

    torunum başka bir isim yazdığınızı james bond yazmadığınızı söylüyor dediğinde şöyle bir baktı ve eliyle beni çağırdı. yanına gittiğimde bana doğru eğildi bir sağına bir de soluna baktı ve bir kaşını kaldırarak "ismimi roger moore olarak yazmam gerekti aksi halde düşmanım blofeld burada olduğumu fark edebilirdi." dedi ve ilave etti "ama bunu kimseye söyleme... sırrımı sakladığın için de sana çok teşekkür ederim" dedi. heyecandan yerimde duramıyordum. geri döndüğümde dedem james bond olarak imzaladı mı diye sordu. ben de "hayır!" dedim yanılmışım başka biriymiş. artık ben de james bond ile çalışıyordum.

    yıllar yıllar sonra senaryo yazarı olarak çalıştığım bir unicef projesinde küçük bir çekim için gelen roger moore ile karşılaştım. kameramanlar onun sahnesi için kameralarını hazırlarken yanına yaklaştım ve nice havaalanındaki bu anımı anlattım. duyduğuna çok sevindi ve çok sevecen bir şekilde şöyle söyledi "hatırlamıyorum ama james bond ile karşılaşmış olduğuna çok sevindim."

    sonra çok harika bişey oldu. çekimler tamamlandığında arabasına binmek üzere koridorda ilerlerken bir sağına bir soluna baktı ve bana döndü. bir kaşını kaldırarak fısıltıya yakın bir sesle gülümseyerek bana şöyle söyledi "tabii ki seni nice'de gördüğümü hatırlıyorum. ama oradaki kameramanların yanında çaktırmak istemedim. onlar da blofeld için çalışıyor olabilirdi..."

    yedisinde hissettiğim harika duyguyu otuzumda yine hissettiren mükemmel bir insandı..."
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap