110 entry daha
  • bir entryde örgütlerin mahalle yapılanmalarını çok iyi işlediği iddia edilmiş. tuhaf. ben filmin hicbir sahnesinde, hicbir saniyesinde mahalle yapılanması görmedim. keza örgüt falan da görmedim. abluka tecrittir diyen bir duvar yazısı vardır, siyah boyayla yazılmış. kimin yazdığını görmedik, ama içinde tecrit kelimesi geçiyor. beynimizde derin noktaları tetikliyor, "hımm duvar yazısı, tecrit.. örgüt olmalı". sonra bir aksam polis akrebinden birkaç genç kaciyor. ne olduğunu bilmiyoruz. ama yine beynimizde bir yer tetikleniyor, "polisten ne kaçıyorsunuz lan? örgüt olmalı". gençlerin neden kaçtığını bilmiyoruz halbuki, görmedik. kaldı ki polis muhbiri bile saklanıyor akrebi görünce. sonra ne var? mahallenin uzak köşelerimden gelen baskınlar, patlama ve çatışma sesleri.. aa çatışma dedim, ama görmedik. belki bir tarafın silahından geliyordur mermi sesleri. sonuçta ahmet'in öldürülmesini de "bir terörist öldürüldü" diye vermedi mi haber bülteni? kadir gibi aleni paronayaklasmasaniz da, sahipsiz köpekler gibi itlaf edilmeseniz de en iyi ihtimalle televizyonun sakat bıraktığı bir insansiniz. kahneman'in thinking fast and slow kitabi var, onu okuyun. nelerden nelerden manipüle olduğunuzu görün, savunma-korunma metodlari geliştirin.

    edit:

    --- spoiler ---

    final sahnesini atlamışım. örgüt yoksa bu infaz neydi diye soranlar olabilir. o sahnenin kadirin rüyası olduğunu düşünüyorum. paronayak düşünceleri kardeşinin öldürülmesine sebebiyet vermesinden kaynaklanan suçluluk duygusu ile karışıyor. emniyetci hamzanın kayıp kardeşini örgütün üst düzey kadroları ile ilişkilendirmesi ve kadirin motorsikletli elemanı oturttuğu yeri düşünün. finaldeki sahne ile kardeşine sahip çıkamamış olmanın bedelini diğer kardeşine (ve ayni zamanda örgüte) ödüyor. ayrıca sokak ortasında kitlesel infaz ne ola ki? rakka mi bura?
    --- spoiler ---
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap