36 entry daha
  • marc webb'in 500 days of summerdan sonraki filmi. (inanılmaz örümcek adamları saymak istemiyorum) turkce isminden -deha- anlasilacagi gibi kafasi zehir gibi olan kucuk bir kizin hayatindan bir kesit izliyoruz filmde.

    canim sinemia kartimin son gununde izledim ve resmen büyülendim. film aslında o kadar gerçek ama etrafımızda görmediğimiz cinsten bir hayatı konu alıyor ki... senaryosu, kamera açıları tamamen gerçek hayat izlenimi vermeye odaklanmış bir film. filmde baskın olan renkler insanın içini kıpır kıpır yapıyor.

    mary'i oynayan küçük hanım gerçekten oynamamış da mary'nin kendisiymiş izlenimini veriyor. chris evans desen, yine maşallahı var.

    filmi izledikten 2 gün sonra bile gözümün önüne sahneler geliyordu. öylesine etkileyici, insanın içinde yer eden, sıcaklığını geçiren bir film. uzun zamandır böyle sakileştiren, iyi hissettiren bir film izlememiştim.

    --- spoiler ---

    ama o evelyn yok mu! o katır suratlı anne! kızının hayatını mahvetmiş yetmemiş, üstüne bir de torununun hayatını mahvedecek. üstelik üstün zekalı olduğunu öğrenene kadar torununu reddetmiş bir kadın. saçını başını yolasım geldi özellikle filmin sonlarına doğru! hadi torununu geçtim, kendi oğlunu gram düşünmeyen bir anne! bu pislik yaratık.

    filmi izledikten sonra aynı durumda benim kardeşim kalsaydı, bebeğimi emanet edip intihar etseydim diye düşündüm. vardığım sonuç kardeşimin bırak bebeği büyütmeyi, bebekle bir günü bile geçiremeyeceği, bir ihtimal beslese de altını değiştiremeyeceği, anneme babama veremiyorsa, götürüp cami avlusuna koyacağı gerçeği oldu! frank gibi dayılar bulmaz zaten bizi!

    --- spoiler ---
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap