• film o kadar dolu ki. neresinden etkilendiğimi anlatmaya başlayacağımı bilemiyorum. altında anlatmak istediği şeyi bence çok güzel anlatmış.

    en çok dikkatimi çeken iki şeyi paylaşmak isterim.
    ilk olarak eğitim sisteminin tek düze kalması ve filmde sınıf sahnelerinde diğer cocukların hoca ne derse onu yapıp bizim ufaklığın ona karsı gelse bile suclu duruma düşmesi vs.. çok güzel anlatılmış.

    kesinlikle yukardaki dünyayı yöneten insanlar diyordur ki "yetiştirdiğimiz insanları tek düze yetiştirip onları daha iyi yönetmek için bir sistem yapsak herhalde bundan daha güzel yapamazdık, oldu vallah cok güzel oldu..." falan filan..

    diğer nokta ise benim daha çok hoşuma giden ve filmin asıl konusu olduğunu düşündüğüm nokta. insanın yaşamdaki amacı nedir? bu soru üzerine düsünmemi sağladı film. kızın annesinin belli bir amaç uğruna (dünyada bir iz bırakıcak derecede) bütün hayatını feda etmesi; tamam annesinin bu noktada efsane bir baskısı var olsada; ve kızının yasamı daha normal yasaması icin bizim frank e kızı emanet etmesi vs.

    yani aslında filmin bana asıl sordurduğu ve söylemek istediğim,
    belkide hayat o kadar paraya, pula, söhrete, saygınlığa, sevilmeye, like almaya, insanlar tarafından saygın sekilde anılmaya gerek kalmadan sadece bir kaç dostunla yaşamak için vardır ha? ne dersiniz..
  • --- spoiler ---

    ogretmende tam turk tipi var
    --- spoiler ---
  • 7 yaşındaki mary'nin amcası frank'e tanrı'nın varlığını sorduğu sahnede, frank'in manipülasyondan uzak durarak inanç ve sorgulamayı öğretmek adına cevapları aklımda kalmış müthiş bir diyalog içeren başarılı bir filmdir.

    mary: is there a god?
    frank: i don't know.
    mary: just tell me.
    frank: i would if i could. but i don't know. neither does anybody else.
    mary: roberta knows.
    frank: no. roberta has faith, and that's the great thing to have. but faith's about what you think, feel. not what you know.
    mary: what about jesus?
    frank: love that guy. do what he says.
    mary: but is he god?
    frank: i don't know. ı have an opinion but that's my opinion and i could be wrong. so why would i screw yours? use your head. but don't be afraid to believe in things habit.
    mary: there was a guy on tv who said there was no god.
    frank: the only thing different between the things you saw on tv and roberta is roberta loves you. she tries to help.
  • sinema anlayışı spider man dönüyor 654, superman geldi haanımm 423, yenilmezler, yıkılmazlar, ele geçirilemezler, adalet savaşçıları, dünya koruyucuları vb. olan adamlar için çok bir şey ifade etmeyecek olsa da;

    gerçek sinemanın kaliteli senaryo ve yapımlardan meydana geldiğini bilen insani melaike ve duygularını yitirmemiş kişilerce en az belli bir seviyede beğenileceğini düşündüğüm çok çok güzel bir yapım.

    --- spoiler ---

    annesi hatta büyük annesinden gelen genleri sebebiyle matematik konusunda aşırı zeki olan minik kızımızın annesi, kendi annesinin hırs ve baskılarına dayanamayıp intihar eder. annesiz ve babasız kalan kızımıza dayısı sahip çıkmaktadır ve dayısı sonu annesi gibi olmaması için dahi bir çocuk gibi değil, yaşıtları gibi büyümesini ve yaşamasını ister. anneanne çıkagelir ve o da torununu da tıpkı kızı gibi bir teoriyi ispatlamak için hayatından vazgeçirmek istemektedir. dayı ile anneannenin arasında sıkışıp kalan tatlılar tatlısı küçük kızımızın sevimli öyküsüdür.
    --- spoiler ---

    neymiş efendim izlenmese de hayat devam edermiş. ben bir filmi izlemedi diye ölen kimse görmedim. yüce tanrım kimlere kaldık.
  • insan olmak mı yoksa makina olmak mı sorunsalını insancıl bir yönle irdeleyen ve kedileri milyonuncu kez sevdiren güzel bir durum filmi.

    --- spoiler ---

    film kendini "düşünüyorum, öyleyse varım" cümlesiyle özetlemiştir. eğer mary ananesiyle yaşayıp deha olsaydı sadece yaşayan bir makinaya dönüşüp devlet için faydalı bir bireyden öteye gidemeyecekti. ama frank'le yaşamayı seçip düşünebilen bir insan olmaya karar verdi.

    akabinde ise "fred'i düşünüyorum, öyleyse varım" deyişiyle de insanın ağzının kulaklarına varmasını sağlamıştır. canım fred.

    --- spoiler ---
  • arkadaş ben, a clockwork orange gibi vahşi, a space odyssey gibi gerilimli, the wizard of oz gibi saykodelik filmlerden böyle duygusal filmlere nasıl geçiş yaptım? bitmiyorlar lan, izledikçe evcilleşiyorum ne bıçkınlık kaldı ne atar, omzumda baklava desenli dede hırkası belirdi. yapmayın olm bak aksiyon, sex, uyuşturucu filmi atın biraz üzerime hababam sınıfındaki ferit iken ahmet oldum lan ben.

    çok güzel film. ayrıca bana elime yüzüme bulaştırdığım dayılığımı da sorgulattı sağolsun
  • kesinlikle tavsiye ederim izleyin.

    --- spoiler ---

    hastane sahnesinde ağlayacaktım ne güzel sahneydi be...

    --- spoiler ---
  • tam bir antifilm

    - zorbalık yapan çocuk karşısında sinmek yerine baş kahramanımız kafa göz dalmayı tercih eder. *
    - olayın üzerine kahramanımızın velisi çocuğa gidip "ne biçim davranıyorsun hiç yakıştı mı" demek yerine "zorbalık yapan çocuğu dövmüş. ne var bunda" minvalinde bir savunma yapar.
    - filmdeki öğretmen bar muhabbetinde "sınıftaki en sevmediğin öğrenci kim" sorusuna "ayy hpsini çk svyrm cnlrm ya" diye geveledikten sonra bir shot atıp "alican varya tam ipne" tadında bir cevap verir.
    - en bombası da öğretmenini evde havluyla gören çocuğun şaşırıp cevaplar aramak yerine olayı direkt çakozlayıp pis pis sırıtması

    --- spoiler ---

    hiç kuşkusuz en güzel detay da filmdeki amcanın minik kahramanımızın kedisini son anda ipten alması, aynı gün öldürülecek iki kediyi de "la bunu kurtardım iki yüzlülük etmeyeyim bunları da kurtarayım." diyip yanında götürmesi.
    --- spoiler ---
  • yönetmenin* dram'ın dibine vurmama tercihi ile sevindiren ancak giriş, gelişme ve sonucun yüzeyselliğinden dolayı da içten içe "anan öle" dedirten bir film olmuş.

    mary adler*karakterinin filmdeki oyuncu ekibine göre bir tık daha iyi olan oyunculuğu sayesinde en amiyane tabirle kurtarır kategorisindeki genel performansı da göz önüne aldığımda, minimum beklenti ile maksimum'un bir tık altı keyif almayı başardım sanırım.

    böyle de akıl almaz başarılarım vardır.

    ve hatta zorlasak, hayata idealist gözlerle bakan bir materyalist* ile materyalist gözlerle bakan bir idealistin* küçük çaplı savaşımını da gözlemleyebiliriz belki.

    ancak ne gerek var zorlamaya.

    idare eder film.
    battaniye altına girip izlemelik.

    en güzel günler dilerim...
  • ne güzel filmdir bu ya... hele ki o hastane sahnesi yok mu, göze toz kaçırtan cinsten...
    izleyin izletin izlettirin... yeğenini sevenler derneği üyesiyseniz hiç kaçırmayın zaten!
hesabın var mı? giriş yap