43 entry daha
  • hem yavru hemde yaralı olarak bulduğumuzdur, nasıl yaşattık anlatayım belki bir gün yardımı olur. öncelikle kediden kurtardık, henüz uçmayı bilmiyordu (doğduktan itibaren 24 gün içinde uçabiliyorlarmış), kanadının altından kan geliyordu ve tek ayağını hiç kullanamıyordu. gece bulduğumuz icin ilk olarak oksijenli su ile temizledik, ertesi gün veteriner içinde vitamin, antibiyotik bulunan bir toz hazırlayıp verdi (yaşamaz ama bir hafta şans verelim diyerek), tozu su ile karıştırarak şırıngayla az az verdik, çiğ kıyma ve tavuk vermemek gerekiyormuş, bizimki yemek de yemiyordu, kedi kopek maması çok tavsiye edilmiyormuş ama eğer yemiyorsa da tavuklu mama verebilirmişiz, biz tavuklu mamayı toz haline getirerek suyla karıştırılıp şırıngayla yedirdik. dik bir şekilde tutmanız gerekiyor, gagasını açıp olabildiğince içine doğru sıkıyorsunuz, bebekler gibi püskürtebiliyor onun içinde iki parmağınızın arasına gagasını alıp önden arkaya doğru tutup bırakırsanız yutkunuyor. güneşin doğuşu ile batışı arasında her bir buçuk saatte bir besleyebilirmissiniz. kakası siyah beyaz ise isler yolunda diyebiliyormuşuz. ilk dört gün beslemekte çok zorlandık, oldukça cansızdı fakat sonrasında suyunu kendi içmeye başladı, sonrasında toz haline getirdiğimiz mamayı haşlanmış yumurta beyazı ile yoğurup koymaya başladık (yumurtanın sarısını yememesi gerekiyormuş) onu da kendi yemeye başladı, sonra bir tabağa su koyduk ve yıkanmasını izledik. bu arada yavruyken gagalarının rengi açık sarı oluyor, büyüdükçe siyahlık geliyor ve gagası güçleniyor (10 günün sonuna gagasını açıp ilaç vermek gerçekten zorlaşmıştı). ayağını hala kullanamıyordu kestirsek mi diye araştırdık, uygulanan anestezide kullanılan malzemeler çok pahalıymış ve mr çekilmesi gerekiyormuş ne kadar doğru bilmiyorum ama veteriner bu kuş için mr çeken türkiye'de bir iki yer olduğunu ve onunda çok pahalı olduğunu söyledi, genel anesteziye de dayanamazlarmış. fakat birkaç gün sonra bizimki tek ayak üstünde fıtı fıtı gezmeye başladı. en sonunda terasa çıkarttık uçamazsa düşmesin ama geniş geniş gezebilsin diye, daha kutusunun kapağını tam açmadan pırr diye uçtu bizimki, etrafımızda döndü sonra dürbünle tee uzaktaki ağacın dalına konduğunu gördük. en zor olan kısmına gelirsek, tuvaleti ona tahsis etmek durumunda kaldık, çok çok tuvalet yapıyorlar ortalık mayın tarlasına dönüyor çok kısa sürede, birde hazırladığımız mamanın kokusuna dayanmak gerek insan alışamıyor o mamanın kokusuna. tabi biz kutuya hapsetmek istemediğimiz için boşta olan tuvaleti kapatabildik, illa geniş alan da bakılması gerek diye bir şey yok yani, her yerde iyileştirebilirsiniz. son olarak yuvadan uçmadan bir kaç gün önce ötmeye de başladı, uyanıp onu duyunca gününüz çok güzel başlıyor. biz kesin ölecek diye alıştırmaya çalıştık kendimizi ama tutundu minnoş. çok güzeldi.

    edit: ilk bulduğumuz zaman yardım çağrımı duyup gecenin köründe almanca makale çevirerek yardıma koşan ve yaşamasında katkısı olan sevgili yazar sekundant, uçarken sana da bizim kadar teşekkür etti.
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap