9 entry daha
  • (bkz: yirmilik diş) in hikayesi....

    insanların en ilkin ataları halen hem ağaçlarda, hem yerde yaşamaya uygun bir anatomiye sahiptiler. genellikle meyveler ve yeşillikler ile beslenmektelerdi. vücutlarında bulunan apandiks organı, yeşillik içerisinde bolca bulunan selülozun (glikozdan oluşan bir polimolekül) sindirimi için bazı enzimler salgılıyordu. ancak selülozun sindirimi asla kolay olmadığı için, sadece bu enzimler yeterli olmuyordu. bu sebeple hayvanların pek çoğunun özel adaptasyonlar geçirmesi gibi (örneğin bir takım hayvanın bu sorunu geviş getirerek, besinleri birden fazla defa öğüterek çözmeleri gibi veya bazı selüloz sindirebilen bakterilerle mutualist yaşama geçmek gibi), bir diğer hayvan türü olan insan da bunu güçlü bir çene ile çözmeye çalışmıştır. daha doğru ifade edecek olursak, her zaman daha geniş, daha çok ve güçlü diş barındırabilen çenelere sahip olan bireyler, yedikleri yeşilliklerden daha fazla enerji üretebilmeyi başarmışlardır (daha fazla sindirebildikleri için) ve bu sayede de gerek hayatta kalma konusunda, gerek üreme konusunda daha avantajlı konuma geçmişlerdir.

    yani eskiden insan türünün çenesi çok daha genişti ve daha fazla diş barındırıyordu. işte 20 yaş dişleri dediğimiz üçüncü azı dişlerimiz de bu zamanlarda otların daha güçlü bir şekilde, daha hızlı ve daha etkili parçalanmasını ve öğütülmesini sağlamaktaydı.

    ancak evrimsel sürecin bir noktasında, şempanzelerden ayrılmamızdan çok da uzun olmayan bir süre sonra, insan türü ağaçlardan inerek savana yaşantısına başladı. bu ortamda uzun mesafelerde göç etmeye ve uzun zamanlar tek bir ağaç bile bulamadan yaşamaya başladı. bu sebeple de eskiden yiyebildiğimiz yeşillikleri ve meyveleri bulabilmemiz imkansıza yakındı. işte bu yüzden, insan türü içerisinde, savana ortamında bolca bulunan ete yönelebilen bireyler avantajlı konuma geçmeye başladılar. et belki otlara ve meyvelere göre inanılmaz derecede hastalık yapıcı bakterilere sahipti ve ilk defa et yemeye başlayan bireyler için mide bulandırıcıydı; ancak içerisindeki ot ve meyvelerle kıyaslanmayacak kadar fazla olan besin maddesi ve yeni yaşam ortamında bolca bulunabilmesi açısından o günlerde yaşayan bireyler için bir zorunluluktu. böylece otlara göre sindirimi çok daha kolay olan etlerle beslenmeye başlayan atalarımız avantajlı konuma geçtiler ve ot aramakta direnenler açlık mücadelesinde bir bir yenik düşmeye başladılar.

    sonuç olarak insan türü yavaş yavaş et tabanlı bir diyete başlamış oldular ve bunun çok önemli sonuçları oldu. bunlar arasında açık ara en önemlisi, etin içerisinde bulunan bol proteinin sinir hücrelerinin üretimi için gereken enerjiyi bolca sağlaması ve böylece beynin harcayacağı enerji için yeterli miktarda besin maddesi bulunabilmesi oldu (tabii zekamızın evrimi sadece et diyetine geçişle ilgili değildir, bunu önceki bir yazımızda ele almıştık zaten). ancak evrimsel süreçte et tüketilmesinin başlamasının tek etkisi, zeka üzerine olmadı. sindirim sistemimiz boyunca pek çok organın evrim geçirmesi ve bu yeni besini sindirmeye adapte olması gerekti. hatta bağışıklık sistemimiz bile evrimleşmek durumunda kaldı, çünkü ette bol miktarda bakteri ve virüs bulunuyordu ve sadece bunlara karşı bağışıklık geliştirebilecek bireyler hayatta kalmayı başardılar.

    tüm bunlar sonucunda etkilenen organlardan biri de, çene ve diş yapımızdı. beynimizin büyüyebilmesinin bizlere avantaj sağlamasından ötürü, beyne yer açmak adına ve diyetin de değişmesiyle birlikte çene yapımız küçülmeye başladı. artık eski güçlü ve vahşi ağızlara ihtiyacımız azalmaya başlamıştı. otlara göre sindirimi çok daha kolay olan et için fazladan dişlere ihtiyacımız kalmamıştı. işte bu yüzden de fazladan dişler üretmeye harcanan enerji, başka alanlara harcanabilirdi. zaten çenenin küçülebilmesi için en dıştan başlayarak dişlerden fedakarlık etmek avantaj sağlamaktaydı. bu yüzden artık çene küçüldü ve yirmilik dişler çoğu zaman gömülü kaldı.

    hatta bazen doktorların "çene yapısı dar olduğu için diş çıkmamış gömülü kalmış" demesindeki neden budur.
97 entry daha
hesabın var mı? giriş yap