• zamanında yapmayı ciddi ciddi düşündüğüm salaklık. ama kimse için değmez. nietzsche ağladığında adlı kitabında şöyle der irvin d. yalom: "belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz. ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz: siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil." yani aslında biri için üzülmüyoruz biz. bizde uyandırdığı duyguları kaybettiğimiz için üzülüyoruz. oysa duygularımız bir yere kaçmıyor. biraz etrafa bakmak ve o duyguları uyandırmak lazım sadece.

    "fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım: böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarım o zaman.gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: nasıl? kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."

    bir yandan da bunu istiyoruz işte. insanız en nihayetinde. keşke bir kereliğine mahsus böyle bir hakkımız olsa. evrimden beklentim budur. bir tarafımıza monte etsin böyle bir şeyi. yirmilik diş yerine bunu bahşedebilir mesela.
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap