510 entry daha
  • bir anım aklıma geldi bu başlığa göz gezdirirken.
    ilkokul ikinci sınıf, okuma saati. sınıfın kitaplığından bana düşen kitap, ömer seyfettin'den kaşağı. kitabı okuyorum ve bitiriyorum. hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum. öğretmen beni susturamıyor. hıçkırarak ağlıyorum. kadıncağız ne yapacağını bilemiyor, evi arıyor ve beni eve gönderiyor.

    lojman okula yürüyerek on dakika. o zaman hep yürüyoruz zaten. ben ağlayarak eve gidiyorum. yolda insanlar yavrum ne oldu diye derdimi soruyor. sanki benim kardeşim ölmüş. eve girip koşarak kardeşime sarılıyorum. sıpa da anlamıyor ne olduğunu. babaannem soruyor ama ağlamaktan bir süre anlatamıyorum.

    ben kardeşimi çok severim. hatta 'hiç kıskanmaz kardeşini' denilirdi çocukken. o kitabı okurken aslında kardeşimi kıskandığımı fark etmiştim. beni ağlatan şey hem kardeşime olan sevgim hem de onu kıskandığımın kendi içimdeki keşfiydi.
    kitap bana, kendime dair bir farkındalık kazandırmıştı. içime bakabileceğim bir pencere açmıştı.

    kitapların binlerce faydası var. ama benim için en önemli yararları, kendimi anlamamda yardımcı olmaları, yalnız olmadığımı bana hatırlatmaları, kabullenmekte zorlandığım karanlık duyguları işlememde, kendimi tanıyıp kabul etmemde bana destek vermeleri oldu.
1971 entry daha
hesabın var mı? giriş yap