15 entry daha
  • sevdigim herhangi bi'seyi anlatmak, aciklamak, tanim bulmak, ornek vermek zor geldi hep bana..
    hep bi'seyler yazmak isteyip de yine eksik oldu diye silmistim..kismet bu guneymis, benim de kendime hediyem bu olsun..hos yine de tam anlamiyla aciklayabilicegimi sanmiyorum ama hissettirdiklerini paylasmak istedim sadece..

    birileriyle zaman gecirirken, yasarken hep kendinden bi'seyler bulmak ister ya insan, anlasilmak ister, en ufak bi ortak noktaya buyuk bi mutlulukla baglanir bazen, hissettiklerini baskasinin da hissediyor olmasi umuduyla yasar, "does anybody feel this way, does anybody feel like i do" diye dolanir ortalikta, buldugu anda da baglanir..
    hislerine onem verilsin, anlasilsin, paylasilsin ister..zaman zaman bunu yakalar, bazen de kaybeder..
    muzikte bu yok iste, yapilan, hissedilen kaydoluyor ve her istediginde o ana geri dondurebiliyor, boyle bi sihri var..

    ben symbol song'la tanidim ilk..girisinden bile bedeni saran, hala tarif edemedigim bi etkisi vardi..
    "patience is the key" diyodu..hicbir zaman sabirli bi insan olamadim ama o an icin bi destek, belki de itici bi guc olmustu o kilit sozcuk..
    "faith is trust in reason, with this you'll be kneeling, before the world, and drop down, to the ground, it's all we are, it's all we are" dedi, ben de kaldim yerimde "iste bu", "ben de.." diyip kaldim
    "take these words, be on your way, you will find your now.." dedi sarkinin sonunda, kelimelerini attim beynime gunume devam ettim, son gunummuscesine..

    yatahaze geldi sonra.."our opinions they're failing, they're constantly changing, our ignorance remaining, we're hoping and waiting" dedi ben zaten bekliyor bi haldeyken..
    "we're living but dying, while trying to find out, my meaning isn't planned out, come to the conclusion" dedi ben kararimi verip yolun sonuna odaklanmisken..
    "might as well be an illusion, while trying to find out, i did nothing but shut out" dedi, ben yine kaldim..sifira sifir elde var sifir ama hala yoluma devam etmeye calisirken..

    kayasuma'daki gibi "this is my little life, not for granted. our lives are already said. our lives are already determined. where would i be now." diye bagirdigim da oldu, "simplicity bores me" diye bogurdugum de..
    zaman zaman da nuksetmekte hepsi..ama su anki dredg gibi ben de degisiyorum sanirim..
    nasil ki onlar da eski sarkilarini, ilk demolarini anmak istemiyorlarsa benim de anmak istemedigim bir suru sey var hayatta..zamanla gelisiyor insan, ki gelismeli de, ne oldugunu anlamaya calismali, kendini tanimali..

    bi ara cok ruya gorurdum, bazen de surekli ayni ruyayi, gunlerce..devamli kosuyordum, bir adimim belki de 100 metre ilerletiyordu beni, ucarcasina..ama bu ruyalar siklastikca farkettim ki, hep ayni yerde, ayni yone dogru kosuyodum, ama mekan degismiyodu hic..sarkida dedigi gibi "here we go, down that same old road again"
    ucarcasina kostugunu hissetmek, bir adimda metrelerce yol almak guzel bi histi, ama bi muddet sonra nefesimin kesildigi ruyalar da oldu.."nereye kosuyorum anasini satiym, kos kos hep ayni yerdeyim" dedim..ilginctir; bunu dedikten sonra da gormedim bi daha o ruyayi..insanlarin ruyalarina da yon verebilecegini hissettim o anda, hayatlarina verebildikleri gibi..
    lucid dreamingin ne oldugunu anladim iste o an..scissor lock'i dinlerken daha bi guclu soyledim "lucid, you control it, you’re body’s asleep, your mind is awake…" kismini..

    of the room'un hikayesini ogrendim sonra..gavin bi ara surekli kabus gorurmus, karabasan..o anlari kapsiyormus "a faceless crowd, cast shadows, from the corner of the room, cloudy senses" cumleleri..
    karabasan nedir bilmiyorum, yasamadim ama, bi caba sarfedip nefessiz kalircasina kosup yine ayni yerde saymanin ne demek oldugunu biliyorum..hem bu sarkiyi hem de redrawing the island mapi her dinledigimde de bi guc oluyo, of the room'un girisinde calan ziller, "hadi kalk, zamani geldi" diyor icten ice..cunku biliyorum ki karabasan da gecici, uyandiktan sonra bitiyor, hatta kalkip sarki bile yaptirabiliyor insana..olumsuzlar da olumluya donusebiliyor isterse insan..sadece zaman..
    running through propellers cikti karsima; "we were running running running waiting for it all" diyordu, ruyam geldi aklima..
    o aralar kosuyordum, ama oldugum yerde..insan hem kosup hem de nasil bekleyebilir ki, neden yerinde sayar ki, orda bi yanlislik var iste, olmamasi gereken bi'sey..karar verip ikisinden birini yapmak lazim; ya kosmak ya beklemek..

    son bi'kac senedir uyku problemim var, uykusuz gecen geceler..uyumak istenip de uyunamayan, uyunmayan geceler, uyuyup da bi kac saat sonra aniden fal tasi gibi acilan gozler..dredg'i ilk dinlemeye basladigimda bunu bilmiyordum, sadece bi'seyi -bi'seyi diyorum cunku hala tanimlayamiyorum- inanilmaz etkilemisti beni..ogrendim ki cogu sarkilarinda anlatilan; ruyalarin disa vurumu gibi bi'seymis, karabasanmis, degisimmis, degisim istegiymis, bireysellestigimizmis..
    we live like penguins in the desert, why can’t we live like tribes dedigiymis..
    hepsi de dogruymus, zamani geri ceviremiycem, bireysellesiyoruz belki git gide ama en azindan bireysel de olsa ayni hislere sahip olan birilerinin varligini hissetmek de guzel bi duyguymus..
202 entry daha
hesabın var mı? giriş yap