10 entry daha
  • alman dizilerine merak saldığım şu dönemde, unsere mütter unsere väterı bitirdikten hemen sonra keşfettiğim ve iyi ki de keşfettim dediğim yeni dizim.

    birinci sezonu iki gün içerisinde bitirdim. zira su gibi akıyor. dönem dizileri arasında ayrı bir yere konmayı hak ediyor. o dönemde almanya'da yaşasaydım, o gece kulüplerine ben de gitseydim, o emniyet müdürlüğünde ben de çalışsaydım dedirtiyor.
    dizinin başrol ve diğer karakterlerine bakacak olursak; gayet başarılı. senaryo, kıyafetler, efektler çok başarılı. mekanlar aşmış taşmış. adeta gerçekten 1929'da çekilmiş gibi.

    baş rolümüz komiser gereon rath. bu karakter karizmatiklikten uzak olmuş nedense. adamın polislikle alakası yok. habire tabancasını kaptırıp ufak çaplı facialara yol açıyor. ilk sezon itibarıyla polislikte zeka ürünü bir başarı da sağladığı yok. morfin bağımlısı, korkak, tırsak, sümsük bir herif. altına bile işedi yani o denli. hadi tatlılar tatlısı charlotte ritter ile aşk yaşasın diye bekledik. ama nerde? bizim sümsük yengesine aşık çıktı.

    dizide o dönem yaşanan sefalet de çok çarpıcı bir şekilde verilmiş. hatta bazı detay sahneler var ki dumurlardan dumurlara götürüyor insanı. insanların yumruk sokma fantezisine hizmet eden orospu emeklisi teyze olsun, üstte iki tek atayım, altta sado mazo takılayım denilen underground barlar olsun.

    kısacası güzel dizi. seyredin, seyrettirin.

    edit: babylon berlin’in 3. sezonunun bu yılın sonunda yayınlanması bekleniyor şeklinde bir haber okumuş bulunuyorum.
267 entry daha
hesabın var mı? giriş yap