5890 entry daha
  • üniversite yıllarındaydı..hala o sahne gözümün önünde canlanır ve tuhaf hissederim kendimi..şehir merkezinden üniversite civarındaki evime gitmek için otobüs durağına doğru ilerliyordum..büyük bir marketin önünden geçerken o sahneyle karşılaştım..marketin manav reyonuna açılan küçük bir kapı vardı..reyon çalışanları çürük sebzeleri kapının kenarındaki tahta kasalara doldurmuşlar,eski püskü kıyafetleriyle benden biraz daha büyük zayıf,temiz yüzlü bir kadın küçücük çocuğunu gözlemci gibi bırakıp sebze seçmeye çalısıyordu ordan..çocugunu gözlemci olarak bırakması market çalışanlarına yakalanma korkusu yüzünden değildi.kimsenin ona bişey demeyeceğini tahmin edebiliyordu.sebebi belli ki o da alışık değildi duruma..dilenci değildi..ürkekti..utanıyordu..o an o kadının yerine aile bireylerimi koydum..boğazıma bişey oturdu sanki..çaresizliği gördüm..şu an yazarken bile o sahneyi yaşıyorum..kadına önce para vermek istedim ama hem dilenci olmadığını düşündüğüm hem de yaşıtım olduğu için utandım ondan..çocuğu yanıma çağırdım ve markete girdik..fazla param yoktu..sadece hayati şeyler alabildim.yüzündeki gülümseme herşeye değerdi benim için..marketten çıktığım gibi arkama bile bakmadan hızlı hızlı ilerledim..cebimde para kalmadığı için 7-8 km yürüdüm..yürürken aklımda hep o sahne olduğu için o 1 saatlik yol nasıl geçti anlamadım bile..
5263 entry daha
hesabın var mı? giriş yap