29 entry daha
  • "bir yönetmen hiçbir sınırlama olmadan film çekmek istiyorsa western çekmelidir" denkleminde western'in yerini anime almıştır artık. filmin teması 10 sene sonra cyberpunk'tan mistisizme terfi etmiş, olay örgüsü hep olduğu gibi karmaşık. oshii godard'dan etkilendiğini söylüyor ve filmde japon ve avrupa kültürüne dair onlarca alıntı var. o kadar ki üst-yazı kavramı ile tanışıyoruz, her bir alıntının kaynağı ve kısa açıklamaları üst yazılarda yer alıyor. onları okumaktan alt yazıları kaçırır hale geliyoruz. gözler hep motoko'yu arıyor haliyle, o da kendisini sonra saklıyor. batou yeleğini giydiriyor üşümesin diye ama hem motoko o sırada bir cyborg'un bedeninde - hatta cyborg'un siber beyni yetişmediği için motoko zihnininin tamamını transfer edemiyor - hem de motoko'nun bir bedeni yok artık. o net'te gezinen bir ghost olmuş idi pupper-master ile bir potada eriyince. motoko hep zaten ideal insan idi gözümüzde artık insanlıktan çıkmış, buddha olmuş belli ki. "mutlu musun?" sorusuna da "mutluluk, ah, ne kadar nostaljik bir kavram" cevabını veriyor. finalde yukarıdaki cümleye başlıyor, sonunu batou getiriyor. anlıyor onu batou.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap