2 entry daha
  • 1950'lerde geçen bu kitabın bir bölümünde yaşar kemal, mağaralarda yaşayan insanlarla olan konuşmalarını yazıyor. ülkesini tanımak isteyen, daha çok yakın geçmişte bu ülkedeki insanların neler yaşadığını öğrenmek isteyen herkes tarafından okunmalı. okunmalı ki kafalara, türkiye'nin istanbul, ankara ve izmir'den ibaret olmadığı ve olmayacağı iyice kazınsın. kitaptan bir bölüm şöyle:

    "... şimdi not defterimi açıp mağarada selim'le yaptığım konuşmayı aynen yazıya geçiriyorum. selim'in düşünceleri, bu mağara sakinlerinin düşüncelerini ortalama temsil edebilir:
    - selim!
    - buyur ağam.
    - kardeşim selim, sen radyo gördün mü?
    - haa?
    - radyo, radyo!
    - haa?
    - bir kutu vardır. dünyanın bir ucundan söylerler, buradan dinlersin. hiç duymadın mı?
    - yok vallahi...
    - selim!
    - buyur ağam.
    - tren gördün mü?
    - hani askerleri bindirip götürürler. onu mu?
    - evet onu selim.
    - görmemişim ağam.
    - selim!
    - buyur ağam.
    - otomobil gördün mü selim?
    - görmedim ama duydum. bizim kulp kazasına gelirmiş bazı. askere gidenler de söylediler.
    - uçak?
    - duymuşum. havada uçarmış.
    - traktör?
    - hani çift sürer o mu?
    - o.
    - silvan'a ırgatlığa gittiğimde gördüm. ateş yürütür onu.
    - apartman nedir selim?
    - haa?
    - apartman.
    - haa?
    - buzdolabı?
    - haa?
    - elektrik?
    - haa?
    - baklava?
    - paklava. duymuşum ama görmemişim.
    - selim bir sual daha sana. tramvay gördün mü tramvay?
    - duymamışım.
    - gaz ocağı, elektrik ütüsü, çamaşır makinesi?
    - haa?
    selim'e bunlardan başka daha bir sürü sualler sordum. selim ne sordumsa hayret ettim. canım sıkıldı bu işe doğrusu. kendi kendime dedim ki, bu sualleri cümle mağara sakinlerine sorayım. gittim. hocanın evinde hepsi toplanmışlardı. suallerimi onlara da bıkmadan usanmadan teker teker sordum. hiçbiri bir şey bilmiyor. selim bunların en kültürlüsü..."
hesabın var mı? giriş yap