les mots

• "küskün olarak çağımı terk ettim ve geçmişe sığındım."
  
  "yörüngesinin başındaki bir parçacık ve varış engeline çarptıktan sonra, onun üzerinden geçip giden bir dizi dalgaydım. toparlanmış, sımsıkı hale gelmiştim ve bir elimle mezarıma, diğer elimle beşiğime dokunarak kendimi çok yoğun ve olağanüstü olarak, karanlığın içinde yitip giden bir şimşek gibi hissediyordum."
  
  "kuşaklar arasındaki çatışmada, çocuklar ve ihtiyarlar çoğunlukla aynı safta yer alırlar; birinciler kehanetleri ileri sürer, ikinciler de bunların anlamını açıklar."
  
  "eskiden, günlerim öylesine birbirine benziyordu ki, ara sıra kendi kendime, hep aynı günün sonsuz geri dönüşüne katlanmaya mahkum olup olmadığımı soruyordum."
  
  "okumak ile büyüklerden kaçmak, onlarla iletişimin en iyi yoluydu."
  
  "birinciliği zorla elde edemeyecek kadar gururlu, ikincilikle yetinmeyecek kadar da kendini beğenmiş olduğundan, hiç kimseyle görüşmüyordu. "kendinizi özletmeyi bilin," diyordu. çok özlediler onu, sonra daha az özlediler ve görmeye görmeye, sonunda unuttular."
  
  "hayal gücümle kanatlanıp uçtuğumda, asıl yakalamak istediğim şey gerçeklikti."
  
  "ben bir yaratan arıyordum, ama bana bir büyük patron sunuluyordu."
  
  "jestlerden ve gösterişli duruşlardan bıkmış olduğum için rüyalarımda gerçek oyunlar oynadım. zorluklarla dolu ve ölümcül bir evren yarattım."
  
  "gerçek varlığım, karakterim ve adım, yetişkinlerin eline verilmişti; kendimi, onların gözleriyle görmeyi öğrenmiştim; bir çocuktum ben, pişmanlıklarıyla yarattıkları canavardım."
  
  "ne yalnızlık ama; iki milyar insan uzanmıştı ve ben, onların yukarısında tek gözcüydüm."