14 entry daha
  • insanların tesadüf eseri ölmediği, bilakis tesadüf eseri yaşamlarını sürdürdükleri zavallı şehir.

    trafik:

    mogadişu'da şehir içi ulaşım tuk tuk ya da bajaj dedikleri triportörler, hususi otomobiller ve ticari taksiler ile sağlanır. motosiklet ve otobüs nadirdir.

    iç savaş çıktığından beri şehirde belediye işlerinin hiçbiri yerine getirilemediğinden yolları yıllarca harap kalmıştır. neyse ki tika şehrin yaklaşık 40 km.'lik (daha fazla da olabilir) ana arterlerini iki gidiş iki geliş olmak üzere beton refüj ve kaldırımlarla birlikte inşa etmiş; trafik işaretlerini ve aydınlatma lambalarını da yerleştirmiştir.

    şehirde trafik lambası bulunmadığı gibi hiçbir trafik kuralı da câri değildir. trafik sağ gidiş, sol geliş şeklinde düzenlenmiş olsa da sürücüler keyifleri ne yandan isterse o yandan giderler. bazı araçların direksiyonları sağda bazılarının ki soldadır.

    mogadişu trafiğinde korna ikaz için değil ancak bunun dışında her şey için çalınır. işin garibi, korna çalmak lazım geldiği zaman onu kullanmazlar. mesela km 4'te (merkezî bir semttir) iki gidiş iki geliş refüjle ayrılmış caddede sağ şeride araba park etmiş, sol şeritte ise aracın şoförü biriyle muhabbet etmek için durmuştu. peşinde kuyruk olan araçlar korna çalmak yerine refüjün üstünden karşıya geçiyor ve yollarına devam ediyordu.

    türkiye'de olsa at hırsızı olduğuna kalıbınızı basacağınız tipler mogadişu'da trafik polisliği yapar. bu satırların yazarının işittiğine göre rüşvet alır, şayet vermemekte ısrar edilir ise silah çekebilirlermiş.

    şehirde büyük küçük çok sayıda trafik kazası olur. genellikle polis çağrılmaz. ya hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ya da kavga ederler, bazen aralarında anlaşıp hasarı karşıladıkları da olur. şahit olduğum bir kazada askerî araç (askerî araç dediysem, her yanı dökülen, el kadar vuruksuz yeri bulunmayan kasasında altı asker ve bir makineli tüfek bulunan kamyonet) sürücüsü göz göre göre karşıdan gelen arabanın sol köşesine vurdu, farı kırdı ve sol çamurluğu dağıttı. her iki araç da birkaç dakika hareketsiz kaldıktan sonra kazaya uğrayan aracın şoförü inip askerî aracın şoförüne (el kol hareketlerinden anladığım kadarıyla) serzenişte bulundu. hemen kasadaki asker inip adamı ite kaka arabasına bindirdiler. adam onca zararın üzerine bir de hakarete uğradı.

    yukarıda yazılanlardan gayet açık anlaşılacağı üzere mogadişu'da trafik hiç bitmeyen bir hengâmedir. hem bu sebepten hem de kontrol noktalarındaki asker ve polislere dert anlatmanın imkânsızlığından yabancılar şehirde arabaları genellikle kendileri kullanmaz, mutlaka yerli bir şoför tutarlar.

    mogadişu'da arabaların çoğu türkiye'de hurda dediğimiz araçlara rahmet okutur. kazasız; eziği, vuruğu olmayan araç görmek zordur. fennî muayene ve egzoz emisyon ölçümünden bahsetmiyorum bile.

    şehirde kazasız bir araç görmüşseniz muhtemelen yabancı şirket ya da misyon aracıdır. yabancıların hemen tamamı toyota hilux ya da toyoto cruise gibi zırhlı araçlara binerler. hilux'un arkasında mutlaka 3-4 tane ak-47'li özel güvenlik görevlisi bulundurulur. zırhlı araçların çoğu patlama esnasında konserve gibi dağılsa da tüfek, tabanca kurşununa karşı koruma sağlar.

    şehirde çok sayıda kontrol noktası bulunur; fakat bunların amacı trafiği kontrol etmek değil, bombalı araç ve terörist yakalamaktır. bu kontrol noktalarında yollar türkiye'de otopark girişlerinde olduğu gibi inip kalkan demir borular ile kesilir. borunun bir ucunda beton ağırlık olup diğer ucunda bir urgan bağlıdır. görevli urganı saldığında yol açılır, çektiğinde kapanır. bazen yarım saat yolun açılması beklenir. bazı zaman da alınan istihbarat üzerine yollar bütün gün kapalı kalabilir.

    mogadişu'da lpg'li araçlar yaygın değildir. binek otomobiller genellikle benzinlidir. mayıs 2018 itibariyle benzinin litresi yaklaşık 50 senttir. (işte mogadişu'ye yerleşmek için geçerli bir sebep) bir iki türkten benzin ve mazotun türkiye'ye göre daha kaliteli olduğunu duymuştum.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap