5 entry daha
  • sene döndü ve 2014 oldu. yılbaşında yapacaklarını düşündüm, yılbaşı kutlama mesajı atayım dedim de sonra vazgeçtim, cevap vermez dedim. sürekli rahatsız eden eski sevgili gibi olurum diye korktum. bunu da düşündükten sonra artık atmak da istemiyor canım.

    bu gün 53 gün oldu sensizlik günlerim. seni hala seviyorum, en ufak bir nefret kırıntısı yok. son mesajlarım nefret dolu olsa da. hatta eskisinden bile çok belki. seninle birlikte olmamak, artık benimle olmak istememen sevgimi etkilemiyor. hala uyandığımda ilk düşündüğüm şey, uyumadan son düşündüğüm şey de sensin. her gece rüyamdasın her gece bir rüyam sensiz olsun diye dua ediyorum artık.

    her gün öğreniyorum bunun üstesinden gelmeyi; özlemek, çok özlemek, delicesine özlemek ama kavuşamamak. her gün biraz daha alışıyorum, her gün beklentilerim azalıyor gibi ya da rahatlamak için kendimi teselli ediyorum. umutlarımı teker teker gönlümde asıp idam ediyorum azaldılar zaten. umutsuz olan bir gönlü de sen düşün acıyıp acıyıp duruyor.

    artık sürekli adını aratıp engelimi kaldırıp kaldırmadığını kontrol etmiyorum en azından. ya da insanların içinde çıldırmıyorum. ama biliyorum insanlar farkındalar hala kocaman bir yaranın kabuk bağlamadığının. bir dakika sessiz dursam endişeleniyorlar. sağolsunlar beni de yalnız bırakmıyorlar, evlerine çağırıyorlar çay kahve sigara içiyoruz birlikte. yemek yapıyorlar örneğin. geçen gün rosca de reyes adlı bir kutlamaları var, içinde küçük bir kral kuklası bulunan yuvarlak bir kek getiriyorlar ve yanında koca bir bıçak. her bir davetli kendi dilimini küçük olmak şartıyla kesip yermiş, içindeki kral kime denk gelirse denk gelene hediye olarak kalırmış. birimiz fransız, biri meksikalı biri venezuelalı ve biri litvanyalı arkadaştık. işte ne hikmetse pastadaki kral bana denk geldi sonrasında meksikalı arkadaş fotoğraflarımı çekti kralımla. işte böyle günden güne elin yabancısı da can dostlarım olmaya başladı.

    çok rahat görünüyorsun, biliyorum, facebooktan arada kontrol edip bakıyorum, o şeker oynunu oynuyorsun sürekli. ama usulca bakıyorum profiline, sanki bir odaya izinsiz giriyorum gibi, biliyorum özel hayatın, utanıyorum sürekli bu ihlali yaptığım için ama sonra hemen çıkıyorum profilinden, en azından varlığını hissettiriyor bana.

    bitirmeden söyleyeyim, senden hoşlanan birileri varsa ona şans tanı bence. ben mutlu edemedim seni, çok uğraştım çok, didindim şu zorlu dönemde arada kızlara meyil de verdim belki açtığın derin yaralara kısmen de olsa iyi gelirler, belki o kocaman boşluğu birazcık da olsa doldururlar diye ama kalbim hep sende idi. yapamadım. tüm samimiyetimle söylüyorum seviyorum seni, bu hal iyice hastalık halini almaya başladı. belki yeni kişi de böyle sever ve benden daha çok mutlu eder seni. duyguları çok derinden yaşadığım için senin sevgini de çok derin yaşadım, sanırım bunu atlatmak kolay olmayacak. çabucak düştüm ancak her zaman kalkmak düşmekten zordur, sürecin normalleşmesi uzun zamanlar alacak. o yüzden şu sıralar benden iyi olmamı bekleme çünkü olamıyorum, uzunca bir süre de olacağımı sanmıyorum. belleğimde açılan derin yaralar sızlıyor, ilaçlar sağ olsun, istahım falan iyi olmaya başladı, yutma güçlüğü kısmen de olsa düzeldi, fizyolojik olarak iyi olmaya başlasam da ruhen düzelemiyorum. ayrıca benim için anlayışsız deme ben hep anladım seni...
    bir sonraki mektupta görüşmek üzere...
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap