4 entry daha
  • kale savunmasında vuruşarak uçmağa varan hun türk başbuğu.

    hàn sülâlesi'nin çiçi yabgu’ya (zhìzhi chányú) karşı yaptığı sefer:

    ‘’sonraki gün, hàn ordusu zhìzhi'nın talas ırmağı kenarındaki kalesine doğru ilerledi, kaleden 3 li (yaklaşık 1,5 kilometre) uzaklıkta kamp kurdu.

    chányú'nün kalesinden dalgalanan beş renkli sancakları ve setleri koruyan birkaç yüz zırhlı adam gördüler. yüzden fazla atlı kalenin önünde bir ileri bir geri at sürüyordu ve yüzden fazla yaya kalenin kapılarında balık pulu düzeninde eğitim yapıyordu.

    kaleyi koruyan hunlar hàn ordusuyla alay edip, onlara ‘gelin de savaşın’ diye bağırdılar.

    hun atlıları hàn kampına saldırdılar, ama hàn kundaklı yaylı okçularının hepsinin silahları dolu ve nişan alınmış durumdaydı, bunun üzerine atlılar geri çekildiler.

    hàn kundaklı yaylı okçuları birkaç kez ilerleyip kalenin kapısındaki hun atlılarına ve yayalarına birkaç el ok atarak onları kaleye çekilmeye zorladılar.

    hàn generalleri gan yánshòu ve chén tang orduya davul eşliğinde kaleye saldırmasını ve onu dört yönden kuşatmasını buyurdular. her birim kendisine verilen görevi yerine getirecekti: bir bölümü surların altına tüneller kazacaktı, bir bölümü de surlardaki ok atma boşluklarını dolduracaktı. tahta korunaklılar (pavise) önde ilerlediler, teberliler ve okçular onların arkalarından geldiler. okçular setlere bastırıcı ateş açtılar, savunanları surlardan püskürttüler.

    ama kalenin dışında iki sıra tahta set vardı, ki hunlar buradan saldırgan hànlar'a ok atıp çoğunu ya yaralıyorlardı ya da öldürüyorlardı.

    sonra saldırganlar ince odun demetleri getirip setleri yaktılar.

    o gece, birkaç yüz hun atlısı kuşatmayı yarmaya (ve yardım çağırmaya gitmeye) çalıştı, ama hàn kundaklı yayları tarafından temizlendiler.

    hàn ordusunun gelişini duyunca önceleri chányú kangju'ye (mâverâünnehr’de sogd bölgesinde hunlar’a bağlı bir devlet) kaçmayı düşündü. ama sonradan kangju kralının geçmişteki acı olayların intikamı olarak kendisine ihânet etmesinden kuşkulandı. ayrıca wusunlar'ın ve öbür orta asya devletlerinin hàn seferî gücüne asker vererek katkıda bulunduklarını duydu ve kaçacak hiçbir yerinin olmadığını anladı.

    (savaştan önce) zhìzhi chányú kaleyi boşaltmıştı, ama ‘neden karşı koymayalım? hàn ordusu uzaklardan geldi ve erzâkı uzun bir kuşatma için ona yetmez’ diyerek kaleye geri döndü.

    chányú sonra zırhını giydi ve surlardaki yerini aldı, hattâ kraliçesi ve câriyelerinden birkaçı yaylarını alarak kuşatanlara ok attılar.

    hàn okçularından biri chányú'yü burnundan vurdu, câriyelerinin çoğu da vurularak öldüler.

    chányú surlardan indi ve atına bindi, savunmayı kalenin içindeki karargâhından yönetti.

    akşam olduğunda, setler yıkılmıştı, ama savunan hunlar kalenin sıkıştırılmış topraktan yapılma surlarına çıkarak savaş nârâları attılar.

    bu noktada, on binden fazla kangju atlısı geldi (kangju kralı hunlar'a hep sâdık kalmıştı); atlılar hunlar'a destek sağlamak için kalenin çevresinde on ayrı yere yerleştiler.

    gece vakti, hàn kampına birkaç kez saldırdılar, ama her seferde geri püskürtüldüler.

    gün doğarken, kalenin tüm çevresinde ateşler yakıldı, hàn askerleri yüksek moralle duvarlara tırmanarak kendi savaş nârâlarını attılar. çanların ve davulların sesleri yeri sarstı.

    kangju takviye birlikleri dağılarak kaçtılar.

    hàn askerleri kalenin her yanına tahta korunakların arkasında ilerlediler ve topluca saldırıya geçtiler.

    chányú, erkânındaki birkaç yüz adam ve kadınla karargâhına çekildi.

    hàn ordusu karargâhı ateşe verdi ve sonra da içeriye daldı. chányú ağır yaralar aldı ve öldü.

    dù xun adında bir subay chányú'nün başını kesti. karargâhın içinde, hàn askerleri iki esir hàn elçisi ve gu jí'nin (zhìzhi chányú'nün öldürüp kendisine karşı açılan hàn seferini kışkırtmasına neden olan elçi) ve heyetinin chányú'ye sundukları mektubu buldular.

    tüm hàn askerlerine bulabildikleri ganîmetlere el koymalarına izin verildi.

    hun kraliçesinin, veliahdının ve soylularının başları uçuruldu; tümü 1,518 kişi idi. savaşta 145 hun ele geçirilmişti, binden fazlası da teslim olmuştu. bu esirler sefere katılan on beş orta asya krallığına bağışlandılar.’’

    (han-shu, han sülâlesi hânedan yıllığı, chen tang biyografisi)
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap