ben senin kızını istedi diye övündüğün doktorum

• sevgili sözlük yazarı, sözüm sana;
  
  10 başlığa tanım yazıp bir kaç yıl sıra beklemekle edindiğin ekşi sözlük yazarlığı sayesinde, ülkenin sözde okuyup yazmış, az buçuk eğitimli kitlesine mensup sanılıyorsun. en azından dışarından bakanlar böyle görüyorlar. yazdıklarını ciddiye alan bir kitle var. seni, kutsal bilgi verici olarak, kaynağın bir mensubu sayıyorlar.
  
  oysa sen, sadece senin istediğince fikir beyan etme hakkın olduğun yanılgısıyla, tanımadığın insanlar hakkında özgür boğalar gibi, sözlüğün engin çayırlarında entryler döşeniyorsun.
  
  çok yazık.
  
  lütfen, lütfen, artık insanları mesleklerine göre yargılamayı bırak. insanları senin yüce egona hizmet edecek bir varlık olarak görme algısını bırak. kimse sana süperogunu takın da çık meydane salın, demiyor. sadece, rahat bırak!
  
  bir meslektaşının başına parke taşıyla vurulduğunu düşün. bak, elle ayakla değil, parke taşıyla... düşün!
  kaldı ki, kimin bir diğerine eliyle bile vurma hakkı var?
  öğrenci, öğretmenini bıçaklıyor; sen gelip burada öğretmenin sınıfta kim bilir neler yapmış olabileceğine dair kurgular üretiyorsun.
  bankada anormal bir hesap durumuyla karşılaşınca bankacılık sistemini değil, karşında bulduğun en yakın muhatabı; görevliyi suçluyorsun.
  senin üst insana doğru koştuğun yolun kenarında oturup çekirdek çıtlayarak etrafı seyrediyor bile olsa; hoşlanmadığın herkes sevimsiz, suçlu, bırak gebersin it, değil mi?
  
  ben yukarıdaki satırları yazarken sen sorumu düşündün mü?
  
  senin meslektaşının canına parke taşıyla kast edilmesi, üstelik benzeri saldırıların ilk olmaması sende öfke uyandırmaz mı? o hırsla sen, biraz çemberin dışına taşan karalamalar yapmaz mısın? yapmam, diyorsan, ya liseli bir gençsin ve henüz dünyayı zihninin içinde yaşıyorsun ya da dümdüz bir yalancısın!
  
  şimdi lütfen sevgili sözlükçü, insanları rahat bırak!
  
  #insanlarirahatbirak
  
  #doktorurahatbirak
  
  #ogretmenirahatbirak
  
  #muhendisirahatbirak