172 entry daha
  • orta çağ'ın en büyük beş savaşından birisidir.

    ankara savaşı'nın birçok nedeni vardır. bunlardan birincisi yıldırım bayezid'in agresif genişleme politikalarıdır. niğbolu'da haçlıları darmadağın eden bayezid bu savaş sonrasında anadolu'da siyasi birliği sağlamaya çalışır. resmi tarihimizde buna ''anadolu'da türk birliğinin sağlanması'' denir. ancak bu öyle bir birliktir ki, sağlamaya çalışan sırp ordusudur:) yıldırım bayezid ile sırp kralı lazereviç akrabadır. bayezid anadolu beylerini lazereviç'in yardımları sayesinde yenmiştir. müslüman ve türk olan anadolu ahalisi bayezid'in bu tutumuna çok büyük bir tepki vermiş ve nitekim beyleri de timur'a sığınmıştır. öte yandan bayezid batı anadolu'da sosyal ve kültürel hayatı yeterince düzenlemeden doğu anadolu'ya yönelmiş malatya, kahta, divriği ve darende kaleleri ele geçirilmiştir. böylece olası bir memluk-osmanlı ittifakını kendi elleri ile yok etmiştir ki en büyük hatalardan birisi de budur. sonuçta doğudan gelen orduları anadolu coğrafyasında tek yenen ülke memluklerdi.

    timur kendisini ilhanlıların varisi konumunda görüyordu. bu sebeple anadolu'da hak iddiasının bulunması doğaldı. anadolu timur'un ülkesi için sınır teşkil ediyordu ve osmanlının güçlenmesi canını sıkmıştı. savaşmak için bahane arıyordu. istediği bahanelerden birini ona yukarıda bahsettiğimiz gibi anadolu beyleri verdi. ikinci bahanesi de karakoyunluların hükümdarı kara yusuf'un osmanlılara sığınması oldu. elbette bayezid onu geri vermeyecekti.

    timur savaşmadan önce her hükümdar gibi isteklerini dile getirdi.

    - anadolu beylerine toprakları geri verilecek.
    - kara yusuf ve ahmet celayir teslim edilecek.
    - bayezid'in sivas-erzincan-erzurum hattından çekilmesi.
    - bir şehzadenin rehin verilmesi.
    - osmanlı'nın timur egemenliğini tanıması.

    şartlar oldukça ağırdır. kabul edilmesi ve uygulanması ağır prestij kaybına hatta ve hatta ülkenin yıkılmasına sebep olabilirdi. lakin tümden reddetmek ve diplomatik üslubu terk etmek de yanlış bir davranıştı. nitekim çandarlı ali paşa, padişah ile yaptığı görüşmelerde timur'un isteklerini yumuşatıp kabul etmeyi ve anadolu sahasından onu uzaklaştırmayı teklif etmiştir. yıldırım bayezid hiçbir talebi kabul etmediği gibi timur'a yazdığı mektuplarda da devlet adamı kimliğini unutmuş ve adeta bir eşkıya uslubuyla konuşmuştur. hal böyle olunca da savaş kaçınılmaz olmuştur.

    savaş sahasını tamamen tasvir etmek oldukça güçtür. çeşitli kaynaklarda çeşitli rakamlar dile getirilse de ortak kanı timur'un ordusunun daha güçlü olduğu yönündedir. timur'un ordusunun gücü çoğunun süvari olmasından kaynaklanmaktadır. bu sebeple timur savaşı dar, dağlık ve engebeli yerlerde yapmaktan kaçınıyor ve bayezid'i bir meydan savaşına zorluyordu. nitekim orta çağ'ın belki de en büyük komutanlarından biri olan timur savaş sanatını çok iyi biliyordu ve bayezid ile yaptığı mektuplaşmalarda onun ateşli, hırçın ve asabi karakterini çözmüştü. bu sebeple ordusunu tokat-kayseri-sivas üçgeninde dolaştırdıktan sonra çubuk ovasına yerleşti. temmuz sıcağında ordusuna binlerce kilometre yol yaptıran bayezid ise bu haberi alır almaz timur'un ordusunun üstüne yürüdü ki bu aslında çok büyük bir hataydı. çandarlı ali paşa'nın sözlerine kulak verip bir gerilla savaşını tercih etse, timur büyük süvari ordusuyla yollarını bilmediği anadolu topraklarında eriyip gidecekti. ama bayezid bu karakterde biri değildi elbette.

    savaş alanında durum şu şekildedir:

    osmanlı ordusu'nun sol kanadını rumeli birlikleri oluşturmaktadır. rumeli birliklerinin içinde on bin kadar elit sırp askeri bulunmaktadır. ayrıca rumeli akıncıları da bu cenahta savaşmışlardır. başlarında bayezid'in en büyük oğlu şehzade süleyman çelebi vardır. osmanlı ordusunun merkezinde ise azaplar, yeniçeriler ve tımarlı sipahiler vardır. yönetimi bizzat padişah üstlenmiştir. yanında sadrazam çandarlı ali paşa, şehzade isa çelebi, şehzade mustafa çelebi, şehzade musa çelebi vardır. sağ kanada ise bayezid'in en güvendiği komutanlarından birisi kara timurtaş paşa komuta ediyordu. sağ kanatta anadolu beyliklerinin askerleri ve kara tatarlar bulunmaktaydı.

    timur ordusu ise kendi içinde dört kısımdan oluşmaktaydı. sol kanada şahruh mirza ve halil sultan komuta ediyordu. sağ kanada miranşah komuta ediyordu ve bu kısımda anadolu beyliklerinin askerleri de vardı. timur ordusunun merkez kısmını da ikiye ayırmıştı. ikiye ayırdığı merkez kısmın sol tarafına emir celal-el islam sağ tarafına cihanşah komuta ediyordu. o çok meşhur filler ise ordunun önüne konuşlandırılmıştı ve başlarında isen buga vardı.

    osmanlı savaşa klasik turan taktiği ile başlar. ancak boyu aşan otlar ve bitki örtüsü sahte ricatı yavaşlatır ve başarılı olamazlar. timur ise buna karşılık 32 adet filini kullanır. sanıldığı gibi bu filler savaşın sonucunu belirlememiştir. osmanlı askerleri filleri görünce elbette şaşırmışlar ancak onları alt etmeyi başarmışlardır. ama bu sırada ordunun ana kısmının hırpalandığı doğrudur.

    savaşın sonucunu osmanlı sağ kanadı belirlemiştir. kara tatarlar önceden timur'la anlaştıkları gibi osmanlı ordusunun arkasından dolaşmışlar ve osmanlı sol kanadını ok yağmuruna tutmuşlardır. yine sağ kanattaki anadolu beyliklerinin askerleri karşı tarafta kendi sancaklarını görünce taraf değiştirmişlerdir.

    sağ kanadı olduğu gibi çöken osmanlı ordusu yoğun bir kuşatma altına alınmıştır. yakın mesafe savaşta başarılı ve tecrübeli olan osmanlı askerlerinin bir kısmı bu kuşatmayı yarmayı ve kaçmayı başarmışlardır. savaşın kaybedildiğini gören ve ordunun en akil komutanı olan çandarlı ali paşa, şehzade süleyman'ı ve birkaç bin askeri alarak hızla bursa'ya yürümüş oradan devlet hazinesini de kaldırarak edirne'ye geçmiştir. şüphesiz ki en doğru hareketi yaparak osmanlı ülkesinin tamamen yok olmasını engellemiştir.

    yine aynı şekilde şehzade isa çelebi yanında bulunan az miktar askeriyle batı anadolu'ya kaçabilmiştir. şehzade mustafa çelebi timur ordusuna esir düşmüş ancak sadık askerleri kimliğini açıklamadıkları için kendisi tespit edilememiştir. ordunun gerisinde tedbir kuvvetlerine komuta eden mehmet çelebi ise savaşın kaybedildiğini görünce ivedi bir şekilde topuklamış ve askerlerinin burnu bile kanamadan amasya kalesi'ne kapanmıştır. musa çelebi ise sonuna kadar savaşmış ve babası ile birlikte esir düşmüştür.

    yıldırım ordusunun dağılmasına rağmen savaşmaktan geri durmamıştır. bu onun cesaretinden ziyade asabi karakterinden kaynaklanır. kontrolsüz bir cesaret asla kahramanlık değil bilakis aptallıktır. en başta gerilla savaşını reddeden bayezid aynı şekilde kaçabileceği anlarda kaçmamış ve savaşmaya devam etmiştir. en sonunda kaçmaya karar verdiğinde çok geç olduğundan bunu da başaramamıştır.

    savaşın tafsilatını bir kenara bırakıp bazı ayrıntıları açıklamak istiyorum.

    - timur türk'tür. bayezid'in ataları türk'tür. kendisi türklüğü terketmiş ve onları sırp askerlerine ezdirmiştir. neticesinde ezdiği türkler daha güçlü bir hakan bulduklarında gidip ona sığınmışlardır.

    - bayezid'in ordusundan timur'un ordusuna geçen beylik askerleri hain değildirler. biz bugün savaşa girsek ve türk komutanlarını karşı tarafta görsek o tarafa geçmez miyiz? kaldı ki uğruna savaştığın adam senin ülkeni talan etti hepinizi ya öldürdü ya da sürdü. bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi intikam için?

    - aslında kimin türk kimin yabancı olduğu çok güzel ortaya çıkıyor. ne derler, zor zamanında yanında kimler kalırsa gerçek dostun onlardır. bayezid savaş alanında zor duruma düştüğünde yanında ona sadık olarak sırplar ve devşirme yeniçeriler kalmıştı. bu bile aslında tarafları net bir şekilde gösteriyor.
116 entry daha
hesabın var mı? giriş yap