7 entry daha
  • dün 38. istanbul film festivali kapsamında izlediğim, yönetmenliğini mehmet akif büyükatalay'ın yaptığı 2019 yapımı film.

    film dünya prömiyerini geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirilen 69. uluslararası berlin film festivali'nde yapmış ve burada ''en iyi ilk film'' ödülünün sahibi olmuştu.

    filmin sinopsisi: gençlik yıllarında suça bulaşan ve hapse giren oray, dışarıda kurduğu yeni hayatta eski alışkanlıklarından uzak durmaya çalışmaktadır. öfkesini kontrol altına almak ve daha iyi bir insan olmak için islam'a tutunur. inancı ve karısı burcu'ya aşkı onun için en önemli şeylerdir. fakat bir kavga sırasında öfkesine hâkim olamaz ve karısına ''boş ol'' der. danıştığı imama göre karısından bir süre uzak kalması gerekmektedir. bu zorunlu ayrılık oray'ın hayatta durduğu yeri ve inancını sorgulamasına yol açar. filmde yönetmen mehmet akif büyükatalay uyum sorunları yaşayan genç bir erkeğin hayata tutunma çabasını gerçekçi bir sinema diliyle anlatıyor ve yılın en parlak keşiflerinden birisi olarak akıllara kazınıyor.

    açılış sekansı ile seyiriciye propaganda misali bir başlangıç sunan film, aynı zamanda olayların bağlantısı için de ilerleyen dakikalar adına bir kesit sunuyor. birbirlerini seven mutlu bir çiftin evlerinde mutlu mesut oturduğu bir günde filme de adını veren oray karakterinin şakasının dozunun fazla kaçması ile yaşadıkları tartışma filmin ana hikayesinin oluşmasını sağlıyor. bu yetmezmiş gibi oray'ın eşine söylemiş olduğu ''boş ol'' cümlesi de tüm bu olanların üzerine tuzla karabiber olunca her şey iyice çığrından çıkıyor ve başrol karakterimiz kendi inancı ve ahlaki durumu karşısında zor duruma düşüyor. eşinden ayrı kaldığı süre boyunca inancına daha da sarılan oray, kendini sorgulamak ve arındırmakla geçiriyor günlerini. içinde bulunduğu durum zaman zaman filmde komik sahnelere gebe olsa da bir erkeğin hayatta tutunma çabası tüm doğallığı ile anlatılıyor ve seyirciye dokunmayı başarıyor. filmde diyaloglarda seyirciyi zorlayan unsurlardan biri de karakterlerin konuşması sırasında türkçe ve almanca cümleleri karışık bir şekilde kullanmasıydı. bu durum filmi izlerken altyazıları takip etmede bir anda türkçe cümlelerin devreye girmesiyle izleyiciyi zorlasa da bir müddet sonra duruma alışılıyor. final sahnesi biraz zayıf bir şekilde biten film buna karşın yine de izlenmesi gereken başarılı bir ilk film olarak kendini kanıtlamayı başarıyor.

    filme puanım: 7,5
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap