7 entry daha
  • zordur. hele o anne eşini ve büyük oğlunu aynı illete kurban vermiş yaşlı bir kadınsa, iyice zorlaşır. anne, hisseder bir şeylerin ters gittiğini ve hep sorar “oğlum, derdin nedir?” diye. ama, kelimeler bir araya gelmiyor ve o cümle oluşamıyor işte...

    bu sabaha kadar umut vardı... belki yanlış bir tanıydı, belki başka bir şeydi. ama, değilmiş. hayat bu; yapacak bir şey yok. kendimi bilimin ellerine bırakacağım... gerisi de nesnel şartlar. moralimi yüksek tutacağım, sanki o gün hiç gelmeyecek gibi çalışıp yaşamı anlamlı kılmaya, yaşamdan zevk almaya, bir şeyler yapmaya, öğrenmeye ve öğretmeye ve paylaşmaya devam edeceğim. nefesim yettiği kadar... kafamdaki aydınlık ile ve vazgeçmeden, hep mücadele ederek... kızlarıma, kardeşime, ablama ve anama daha sıkı sarılarak; dost ve can yoldaşlarımın değerini bilerek...

    her şey iyi de anneme nasıl söyleyeceğim, onu bilmiyorum. hayır! depresif değilim. tam aksine, pek konuşmasam da neşeli gözükmeye çalışıyorum. ve fakat, aklımda doğru cümleler bir araya gelmiyor. anamın kalbine iner, diye korkuyorum. zaten, pek hayırlı bir evlat olamadım. kadıncağızı hep üzdüm, hep benim için endişelendi. ve tam oh diyecekken, bir de bunu söyleyemem. bu kadına ben de yolcu olabilirim, diyemem. bir anneye karşı yapılmış en büyük haksızlık bu. tedavisi olacak ve büyük bir ihtimal uzun yıllar olmasa da bir süre daha yaşamaya devam edeceğim (*); ama, o küçük ihtimal bile kadıncağıza günlerini cehennem edecek...

    bilmiyorum; zor... gerçekten zor. söylememek de bir seçenek.

    (*) ufaklığımın da üniversiteden mezun olduğunu, altın bileziğini koluna taktığını görsem yeter...
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap