6 entry daha
  • öğrenci evimin önündeki ağacın kesilmesi.

    bir gün yine geldim eve omzumda çanta. o zamanlar süklüm püklüm değil hoplaya zıplaya gidiyorum her yere tabi. yürüyüşüm sinirli değil, ağzımın içinden binmeyeceği metrobüsün önünde bekleyenlere sövmüyorum.

    bi an evin önünde durdum. 'lan' dedim. 'burası niye boş görünüyor?' sağıma soluma baktım, 2 yıldır aynı olan mekan. benden 30 sene önce mahallenin en genç apartmanı yapıldıktan sonra da çok değişmemiş zaten. sonra eve döndüm, bi de camdan baktım. güneş falan giriyor eve bi garipsedim giriş katındaki küçük dairemi. vay amınakoyim dedim. kafamı yere eğip yürürken ya da karı kız keserken falan kocaman ağacı es geçmişim 2 senedir. varlığını kanıksayınca yokluğunu zor fark edebildim.

    bugün evime gelirken aklıma geldi o ağaç. şöyle bi bakayım etrafa dedim; rahmetli bob ross ölünce mikailin yanına vermişler sanki, vurmuş paletin gözüne. kafayı kaldırdım, ağaçların tepelerine, yapraklarına çiçeklerine falan ilk defa dikkat ettim. orman olsa 2 3 tane farklı ağaç görürsün, burada bir sokağa 20 tane farklı ağaç dikmişler. yeşilin her tonu var.

    sonradan farkına vardım. ağaç olsam bile biri beni fark ederdi. etmediler. belki birden yok olsam 'lan' derler: 'burda bi eleman vardı sanki, bu masada çalışıyordu, bu otobüse biniyordu, bu ceketi giyiyordu.'
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap