iran

• son günlerde nükleer konusunda attığı adımlarla abd ile savaşın eşiğine gelen, nüfusunun yarıya yakını türk olan, doğu bloğunun akdeniz’deki en güçlü temsilcisi olan ülke.
  
  ortadoğu’daki savaş halinin; barış, görüşme gibi romantik adımlarla çözülemeyeceğini iki taraf da gayet iyi idrak etti.
  
  doğu-batı blokları bir savaşı ancak daha büyük bir savaş bitirir savında mutabık kalmış olmalılar ki özellikle doğu bloğundan iran son zamanlarda abd’nin yaptırımlarından hiçbirisine boyun eğmedi.
  
  adeta abd tokatladıkça “daha kuvvetli bir tokat vur” deyip yüzünün diğer tarafını çeviriyor. abd’nin yüksek sesle söylediği savaş şarkılarına kulaklarını tıkamayıp, bas gitarda rusya, davulda çinle birlikte bu şarkıya eşlik eden iran’ın bu tutumu abd’yi de ürkütüyor. - ne kadar abd olursan ol sonuçta ortada deterrance gibi bir gerçeklik söz konusu. kimse kimsenin hangi silahı kullanacak kadar ileriye gideceğini tahmin edemiyor bu sayede bir savaş çıkmıyor vsvs.-
  
  diyelim bütün bunlara rağmen iki taraf da gözünü karartıp savaş ilan ettiler. türkiye’nin konumu bu savaşta ne olmalı. öncelikle şunu belirteyim bize en çok yarayacak pozisyon tam ortası. yani savaşa girmemek. fakat sorun şu ki ortada bir cihan harbi varken bizi bu harpten alıkoyacak ismet inönü zekasına sahip bir politikacımız devlet adamımız yok. ama yine de savaş dışı kalmak mümkünsüz değil. güçlü olan tarafa yani abd’ye verilecek bağzı tavizler savaş dışında kalmamız için yeterli olacaktır. neden savaş dışında kalmalıyız? bu sorunun cevabı ise kısmi savaş halinde olduğumuz pkk’nın en büyük ikmal ve lojistik destekçileri abd ve rusya harp halindeyken pkk; gerekli kaynaklardan yoksun kalacak ve bu savaşın etkilerini iliklerine kadar hissedecektir. tıpkı abd’nin ırak işgali döneminde olduğu gibi. bu sayede çok büyük ihtimalle orospu çocuğu bebek katillerinin de işini bitirmiş olacağız.