46 entry daha
  • buraya detaylı bilgi yazmanın zamanı geldi sanırım. askerliğin kısa ve uzun versiyonlarını yapacaklar için askerlik çok içselleştirilen ve aslında gösterilmemeye çalışılsa da nasıl bir yerdir neler başıma gelir ölür müyüm kalır mıyım sikerler mi endişesinin için için sizi yediği bir süreçtir. merak etmeyin alt devrelerim, ömrünüzde sadece bir kere tecrübe edebileceğiniz, oradayken belki her gün sövdüğünüz fakat bittiğinde tebessüm ederek hatta bazı şeyleri özleyerek hatırlayacağınız, türlü türlü delilikler ve cinsliklerle karşılaşacağınız, ömrünüz boyunca görmediğiniz göremeyeceğiniz insanlarla dolu bir serüvene atılıyorsunuz. tecavüz kaçınılmazsa tadını çıkarmaya bakın, askerlik silah alıp çatışmaya gitmekten daha çok psikolojik zorluğu ve stresi daha fazla olan bir görevdir. öncelikle psikolojiniz burada en sonuna kadar zorlanacaktır, delirmeyin, kendinizi daima motive edecek bir neden bulun. askerde kız arkadaşınız tarafından aldatıldığınızı öğrendiğinizde neler yapacağınız hakkında da bilgi isterseniz şayet kaçak olarak soktuğunuz akıllı telefonunuzdan yazın bana destek olurum. yüzde 80 oranda terk edilecek, aldatılacaksınız ya da aldatılma riski atlatacaksınız; en iyisi orda içkisiz, ağlamasız, arabesk müziksiz bir sıla ortamında riske girmeyin ayrılın öyle gidin.

    şimdi burası istihkam eğitim alayıdır ama aslında bir tümen büyüklüğündedir, tümen dediğimiz şey alayın büyüğüdür ve alay da taburların birleşmesinden meydana gelir. askeri hiyerarşide şöyledir tim< manga< takım< bölük< tabur< alay< tümen< tugay< kolordu< ordu. takım komutanları astsubaylarınız veya asteğmenleriniz olur. bölük komutanlarınız üstteğmen ya da yüzbaşıdır, tabur komutanları üst subaylardan oluşur binbaşı ya da yarbaydır. alay komutanlarınız kıdemli albaylardır. tümen komutanınız tümgeneral ya da tuğgeneral olur ama siz yemin ederken,bayramlaşırken elinizi sıkacağı zaman dışında pek görmezsiniz. daha çok astsubaylar, subaylar ve uzmanlarla haşır neşir olacaksınız. haşır neşir demişken oturup beraber sigara içmeyeceksiniz. esas duruşunuzdan çarpılmak istemiyorsanız bu rütbelere saygı duyacaksınız. hele o yıldızlar karşında belirmişse ve sana doğru seslenmiş bir galaksi varsa karşında kıçını yırtarcasına bağırıp tekmil vermenin ve başparmağın 404 ile yapıştırılmış gibi yapışık esas duruşunun gerekli olduğu andır. her neyse, gelelim kışlaya, sizin muhatap olacağınız yer alay yani iki taburun içinde sayısız bölüklerin bir araya gelmesiyle oluşan kocaman bir birlik. 1.taburda çavuş eğitim, köprücü, mayın-eyp, işletmen ve tahrip bölükleri, 2.taburda itfaiye( benim acemi birliğim), temel eğitim 1 (er 1) , temel eğitim 2 (er2), bölükleri yer alır. muhafız ve lojistik bölükleri var birde. bunlar bütün arıza adamların toplandığı yerlerdir. aşırı devrecilik sikişi döner. inşallah buraya düşmezsiniz. bölükler eğer uzun dönem değilseniz ve usta birliğine gitmeyecekseniz hemen hemen aynı eğitimleri alır. 3 haftanın sonunda yemin ettikten sonra 3 hafta daha ihtisas eğitimi alan uzun dönemler arasında bu bölük farkları ortaya çıkar. kışla belki de türkiye'nin en güzel yerlerinden birinde konumludur, ben nöbetlerimi uçaktepe'de tutardım ve gün batımıyla gün doğumunu nöbet saatlerime denk getirebilirsem o savaş gazisi uçağın ve eğitim sırasında şehit olmuş asteğmenin kabri yanında hayatımda gördüğüm en güzel manzaralara tanık olmuştum. çeşme- izmir yolu üzerinde çok rahat ulaşım sağlanabilen, tam kışlanın önünde indiren ulaşım araçları mevcut. fakat 3 kapısı var buranın, en sondaki kapıda ineceksiniz zaten anlarsınız kalabalıktan, şoföre istihkam okulu demeyin, eğitim birliği kapısı diyin tabi eğer asteğmen veya uzman olarak istihkam okulunda eğitim almayacaksanız. diğer kapılardan asteğmenler ve rütbelilerin eğitimi veriliyor, en başta da lojmanların girişi mevcut. kapıdan girdikten sonra ağaçların altında sizi masaların olduğu bir bölüm karşılayacak orada bölüğünüzü yakanıza asmanız için verecekleri küçük bir kağıtla beraber size söyleyecekler, bekleyeceksiniz uzunca bir süre. saatlerce bir belge imzalama ve bitmek bilmez bekleme merasimine tutulacaksınız, kendinizi açlığa ve susuzluğa hazırlayın, yanınızda su ve yiyecek bir şeyler götürmenizi tavsiye ederim, yine bekleyeceksiniz. çantanızı güzel hazırlayın, kesici veya kesme potansiyeli olan aletleri usta askerler ilk esnada arama işlemleri gerçekleşirken muhtemelen sonrasında kendileri kullanmak üzere alacaklardır. yanınızda en azından ilk 3 gün için sigara stoğunuz hazır şekilde gidin. bu imzalama işlemlerinden sonra giyindirme kısmına gideceksiniz, burada da yine bekleyeceksiniz,dikkat edin hep bekliyorsunuz, ayağınıza uygun bot ve üzerinize 3 beden büyük kamuflajınızla beraber iç çamaşırı zartı zurtu istihkaklarınızı alacaksınız, usta birliğine geçmeden size kamuflajınızı verecekler; izmir kemeraltında o kamuflaji adını hatırlamadığım flo'nun arkasındaki mardinli terzi abimizden çok uygun ve güzel şekilde küçültebilirsiniz, evet usta birliğinde kamuflajınızı tadilat ettirmek serbest ki komutanlar da acemi ile usta askeri kamuflajının ölçülerinden ayırır. benim önerim bir de kuru temizlemeye verin tabi o kamuflaj benimkisi gibi istikamet yemekten yırtılmadıysa. sonrasında sizi başınızda sorumlu komutan ve usta askerlerle beraber şanslıysanız benim gibi akşama kadar beklemediyseniz yemekhaneye götürecekler. kaybolmamak için sağınızdaki solunuzdaki adama iyi bakın, herkes aynı kıyafeti giyiyor dolayısıyla herkes ve her yer birbirine benziyor. içtimalarda bölüğünüzü doğru ezberleyin, gidip başka bölüğe karışmayın, bütün kışla firar var diye ayağa kalkar saatlerce içtimada beklersiniz. kendinizin ve asker arkadaşlarınızın iyiliği için dikkat edin bu hususa.

    2. nolu nizamiye yani sizin giriş yaptığınız kapıdan yukarı upuzun bir yol çıkar, yol üzerinde sağda 2.tabur binası ve alay binası yer alır. itfaiye,er 1 ve er 2 bölükleri bu yol üzerindedir. o yola iyi bakın mıntıkanızı,istikametlerinizi, uygun adımlarınızı ve yemekhane yürüyüşlerinizi o "acemi osurtan" dediğimiz yokuşta yapacaksınız. yolun sol paralelinde kalan kısımda revir ve 1.bölük yer alacak. burada köprücü ve çavuş eğitim bölükleri aynı binadadır, aynı zamanda 1.tabur binasıdır. yalnız tabur binası girişinden sadece rütbeliler ve benim gibi yazıcı çavuş arkadaşlar girerler siz giremezsiniz arkadaki kapıyı kullanmak zorundasınız. kışlanın izmir tarafına doğru bir yol gider orası uçaktepe ve malzemelik yoludur. eğitiminizin bir kısmı orada olacaktır. bu yol üzerinde işletme, mayın-eyp ve tahrip bölüğü binası yer alır. bu bölüklerinin herbirinin nasıl bölükler olduğu tamamen şansa ve bölük komutanınıza bağlıdır. bir de o gece nöbetçi subay sizin taburunuzdaysa bölüğünüzün önündeki içtima alanı yerine daha büyük bir yere uygun adımda tabur içtimasına gidersiniz, nereye gidiyoruz diye hülyalara dalmayın. eğer 5 kişiden fazla asker bir araya gelmişse uygun adımla gidersiniz nereye gidiyorsanız. askerde ödülü bir kişi alır cezayı tüm bölük çeker, bu kuralı değiştiremezsiniz. siz istediğiniz kadar iyi yürüyün ama bir kişi kötü yürüyorsa o kötü yürüyen iyi yürüyene kadar yürütürler sizi arkadaşlar. yok öyle sivildeki gibi bencillik. sike sike öğretirler sana 'birlik' olmanın sinerjisini, önemini ve ruhunu. çatışmada sadece kendinden değil yanındaki adamdan da sorumlusunun altyapısını hazırlarlar böylece. nöbeti kendin için değil, tüm asker arkadaşların için tutarsın.

    rdm(rehabilitasyon destek merkezi) mevzusu vardır bir de. burası sizi giyindirmeden önce sağlık testine tabi tutarken pdr'ci bir asteğmen tarafından sorular sorulup sabıkalıysanız sarı bir zarfla birliğe gönderdikleri, bir çeşit psikolojik fişleme. bu abarttıkları kadar kötü ve detaylı bir şey değildir ama temkinli olmak lazım keza komutanlar da temkinli yaklaşır bu arkadaşlara fazla üstlerine gelmezler. askerlikteki jargonu 'rahatına düşkün mehmetçiktir'. bence en renkli, marjinal ve eğlenceli adamlar bunlar. benim koğuşumda hapishaneden çıkmış birisiyle, uyuşturucu bağımlılığından sabıkası olan bir rdm, bide horlaması yan koğuştan duyulan ayının biri kalıyordu. gerçekten bu kadar marjinal tiplerle bir arada kalmayacaksınız bir daha hayatınızın hiçbir yerinde, kimseyi küçük görmeyin.götü kalkık kısa dönem sigarasını boyasını vermezken bu adamlar bana paket aldı, istemediğim halde kola ısmarladı, yemeğini bölüştü, hasta olduğumda botumu boyadı. bir de bot mevzusu var o bot her gün boyanacak, istersen boyama olacaklardan ben sorumlu değilim.kısa dönemlere tek bir bot verilir yazın gitmişse yazlık kışın gitmişse kışlık. olur da baharda gitmişsen şimdiden devrelerinden ya da depodan hazırla botunu. şayet ben girişken, piç yapım sayesinde çok temiz bir yazlık bot ayarlamıştım başka bölüğün deposundan kendime.

    ilk gecem çok zordu benim, yoğunluktan yemek bile yiyememiştim, kumanya verip bölüğüme göndermişlerdi, çatalım da kırıktı. ilk sabah saat 5'te uyandırılmıştım 6 buçuktaki içtima için. kamuflajımı 45 dakika da giymiştim,168 gün sonra yani şafağım 06 ankara iken 3 dakika'da giymiştim. kendinizi ne kadar hazırlarsanız hazırlayın şok dalgasını atlatamayacaksınız. ilk 3 gün sıçamazsınız ve klozet ancak subay tuvaletlerinde var üzgünüm nazik popolu anakuzuları. tuvalet kapısı arkasında çok eğlenceli askerlik yazılarına denk geleceksiniz. " nizamiye önü dikenli teller gelme torun seni de sikerler ,sikseler de zamanı durdurumazlar". torun dediği 9 aydır askerde olan son celbini gören uzun dönem askerin gelen son celbi. onlar dededir arkadaşlar, kafayı kırmıştır, matematiği yeniden öğreniyordur, geriye doğru her 24 saatte bir birer birer sayarak. yemekhane yemekleri fena değildir, aham şaham jambonlu kahvaltılar beklemeyin benim en çok özlediğim şey kahve ve kahvaltıydı. özel bir şirket ve çalışanları hazırlıyor yemekleri, öyle patates soyan er güruhu artık rivayet yani. yemeklerin, bende reflü olduğu için yağı dokunuyordu, yine de çok sayıda kantin mevcut, mavi kantin ya da diğer adıyla mehmetçik kantini bunların en büyüğü. yalnız en güzel kantin,biraz olsun sivil hissettiren ege ordu kantiniydi, ee ordu bu kışla içinde yer alan tel örgülerle ayrılmış tümen binasının yanında bir alandır. bunların silahları bile başkadır kalashnikov kullanırlar, ege ordusu natoya bağlı değildir, o yüzden kendi standartlarını kendisi yaratır. içinde manavı, tatlıcısı, kuruyemişçisi olan bir kantin düşünün. fakat her herde bekleyeceksiniz arkadaşlar, uzun upuzun sıralar olacak önlerinizde ve bu yazısız kuraldır usta askerler sizin önünüze kaynak yapacak, atarlanmayın siz de usta olduğunuzda anlayacaksınız onları. sonuçta herkes bekledi, o da bekledi ve artık bıkmış. biraz da statü farkından dolayı sizle aynı sıraya girmek istemez. bu kantinin yanında bir de askeri malzemeler satan bir yer bulunur. olur da bir şeyleriniz çalınmış, kaybolmuş ya da unutmuşsanız panik yapmayın, ilk başlarda kaybolmayın diye sizi usta askerlerle belli saatlerde bu kantinlere gönderirler, sizi mangalara ayıracaklar, bu manganın başına da sorumlu bir çavuş koyarlar, derdinizi ona söyleyin, yardımcı olur. izin almadan değil kantine çişe bile gidemezsiniz. olur da içtimaya geç kalırsanız ananıza bile söverler, sövdürmeyin, günde 5 kere içtimanız olacak saatlere ve emirlere uyun,kimse suçsuz yere kimseye hakaret etmez. dayak yok zaten, kavga etmeyin siz haklı bile olsanız daha az cezayı yiyen suçlu olursunuz, meşru müdafaa işlemiyor askerde ne yazık ki. arıza tiplerin arıza çıkarma arayışından sakının, şiddete başvurmadan kendinizi savunmayı öğrenin. kredi kartı özellikle temassız kart götürmenizi öneririm, paranızın çalınma ihtimaline karşı. bir de dolap düzeni var, o havlular jilet gibi katlı, o çamaşırlar kirli ve pis torbalara ayrılmış olacak arkadaş emir bu, kontrolü var; yapmazsan aşağıda 40 derece sıcakta ısınmış asfaltta cezası var. yataklar, üzerinde para sekecek, bu rivayet değil gerçekten denedim para sekti yatağımda. gerdirecek, kırışıklıkları yok edecek, yorganınızı ya da üstüne orttüğünüzü örtüyü de tek parça kırışıksız koyacaksınız oraya. merak etmeyin komutanlarınız ve usta askerleriniz gösterecek size. ama ustalar gözünüzün yaşına bakmaz, siz 7 buçuk 8 buçuk arası mıntıkaya gitmişken kontrol ederler, numaranızı alırlar, komutana bildirirler istikamet yersiniz. usta askerler koğuşlardan sorumludur ve sizin yataklarınızdan da. hiçbir usta asker sorumsuz bir acemi yüzünden ceza yemek istemez, acımaz. emir verme yetkisi yok ama sorumlu hissetmek zorundasınız. o da sizin çavuşunuz kağıt üzerinde üstünüz ama komutanınız değil. komutanlar da usta askerleri tutarlar ama merak etmeyin çoğu kafadır benim gibi, aynı geminin yolcusuyuz der saygılı olduğunuz sürece bir çok şeye göz yumar, sizinle kaynatır. biz voleybol oynardık acemilerle, futbol maçı yapardık. bu arada 1.tabur usta askerleri ve komutanları 2.taburunkinden daha sempatik ve toleranslıdır. 2.tabur'un eğitimleri serttir, buraya gelen usta askerlere de komutanlar nezdinde inanılmaz inisiyatif vardır. revir işi çok pis iş. kendinize iyi bakın arkadaşlar, evet hasta olsanız geberecek gibi hissetseniz bile revirde viziteci askerin sizi çağırmasını beklersiniz. bir gün önceden yat içtimasından önce adınızı yazdırmanız gerekir viziteciye. sonraki gün muhtemelen karnınız ağrıyorsa da ciğeriniz ağrıyorsa da aynı ilacı alırsınız korkmayın geçmezse daha kötüleşirse hastaneye sevk verir tabip doktor amma sonraki gün gidersiniz anca hastaneye. istirahat almayın izinden yersiniz. hastane sevk almışsanız eğer sivilleri giyer 1 gün çarşıyı gezer akşam tekrar dönersiniz. firar etmeyi düşüneceksiniz o an, etmeyin. askerlik öyle bir şey ki sizi daha fazla askerlik yapma cezası tehdidiyle içerde tutan bir ironik durumdur. siviller demişken size bir çanta verecek askeriye böyle lacivert renkli fena değildir çantası onun içine bütün gereksiz ve sivil eşyanız varsa koyacak, sivil eşya dolabına kaldıracaksınız. akşam hastane gidecekler için depocu usta asker yat içtimasından sonra yarım saat için açar siz de gider alırsınız oradan sonra tekrar kapanır. 2 nolu nizamiyede bir ptt şubesi ve ziraat bankası atmsi bulunur. posta ve banka işleriniz bir usta asker nezareti eşliğinde giderilir. haftasonu ziyaretleri sabah 10 dan akşam 4 e kadar, hafta içi ziyaretleri öğlen 1 buçuktan akşam 4 buçuğa kadardır. hani o ilk gün geldiğiniz yer varya orada yaparsınız görüşmeleri. içeri yemek sokamazsınız, olur da fazla gelmişse yemek yazıktır kimsesi olmayan gariban usta askerlere verin kapıdaki görevli olan.

    eğitim konusuna gelince ilk günler askerliğin temel kurallarını, askerliğe adaptasyonu, tek er eğitim taktiklerini işleyeceksiniz, komutanınız sinirlenir fantazi yapmak isterse de düşman ateşi altında ilerleme usullerine girer, inşallah girmez. bol bol uygun adımla tören alanına gidip sıcağın alnında bekleyeceksiniz acemiler. eğitim yapılmayan zamanlarda gazino tabir edilen televizyon ve sandalyelerden ibaret bekleme salonlarında oturturulursunuz daha şanslıysanız çavuş eğitim bölüğü ve işletmedeyseniz play station, langırt, masatenisi ve kütüphanesi olan tabur gazinosuna gidersiniz. özellikle benim usta birliğim olan çavuş eğitimin gazinosu (kılkış diye de geçer) şahanedir ama berbat sıcaktır.

    buranın standart silahı g3'tür. g3 üzerine teknik ve pratik bilgiler alacaksınız, uzun dönem askerler usta birliği açıklandığı son haftada atış talimi yapacaklar, kısa dönemlerse usta birliğinde yapacaklar. usta birliği buraya çıkanlar için ayrı bir entry yazmak lazım telefon sokma konusunda, çarşı izni, dışardan kışlaya yemek söylemek vs konularında merak ettikleri varsa yeşillendirebilirler.

    aklıma gelenler şimdilik bu kadar daha fazla gelirse ilerde eklerim ama her şeyi de söylemiyim biraz anın tadını çıkarın. işin psikolojik kısmı ayrı bir dünya, burada askerlikten soğutma suçu işlemek istemem, varsa askerliği düşününce gögsü sıkışan, ruhu daralan yeşillendirsinler destek olurum kardeşlerime. gidin aradan çıkarın. döndüğünüzde depresyon ve dertler size şımarık burjuva komleksiymiş gibi geliyor. döndüğünüzde yaklaşık 1 ay travma sonrası stres bozukluğu çekeceksiniz, vietnam'dan dönmüş amerikan komandosu rambo gibi sağa sola saldırmayın. hepinize şimdiden hayırlı teskereler. ha birde bol bol don atlet çorap götürün üst sınır yok. size çok az sayıda istihkak vericekler haberiniz olsun.

    edit : aşı mevzusunu unutmuşum, topluca sizi revirin yanındaki geniş çimenlik alana götürürler, camsilin içinde alkol olduğu rivayet edilen sıvı kolunuza fıs fıs yapılır, bir sandalyeye oturtulur, aynı anda iki koldan iki iğne vurulur ama böyle özel ilgili doktor beklemeyin iki tane usta çırak tecrübesinde yetişmiş usta asker biri sağda biri solda yapıştırır iğneyi. ben 3 tane vurulmuştum, sonra bi tane daha soktular. o kadar aşıyı aynı anda yemekten midir bilmem ama sonrasında vücut direnci düşmesinden diye düşünüyorum hasta olacaksınız, öksürük korolarının düzensiz öksürüklerini duyacaksınız her yerde. yeterince uyumadığınız ve sağlıklı beslenmediğiniz için de koğuşunuzda hasta bir kişinin gece yaydığı mikroplar yüzünden hastalık epidemik hale gelecek. ben usta birliğimde atlatamamıştım hastalığı 2 ay. sonra bronşit oldum. en son kan geldi öksürüğümden de öyle gidebildim hastaneye. sevk işi pis iş. herkes çakallık peşinde. e haliyle revirdeki hekim de suistimale yer bırakmıyor.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap