7 entry daha
  • yeni yüzyılın büyüyen ve devletler tarafından da teşvik edilen sektörü.
    çok katlı pazarlama olarak da bilinir
    (bkz: network marketing sistemi)
    bu sistem dünyada ilk amerikada, 1934 yılında california vitamin company adında ilk şirket ile başladı (daha sonra şirketin adı nutrilite products inc. olarak değiştirildi. arkadaşları rich devos ve jay van andel daha sonra amway corporation’ı kurmuşlardır)
    network marketing türkiye’de 1990 yılında yaygınlaşmaya başlamıştır.

    ülkemizde bu sektörün en çok bilinen ilk firmaları avon, oriflame, tupperway, amway...
    eskiden genelde kadınların, aile bütçesine katkıda bulunmak, ek gelir için yaptıkları işlerdi doğrudan satış. özellikle bill clinton’ın, donald trump’ın ve diğer amerika başkanlarının tv kanallarında bu sektörü desteklemesinden sonra sektörde ciddi bir büyüme başladı. (donald trump, robert t. kiyosaki ile birlikte yazdığı “ zengin olmanızı istiyoruz“ adlı kitapta da network sistemlerinden bahseder)
    piyasada yeni dönem kurulan firmalarla bayilerin (distribütör veya üye de deniliyor) kazançları iyice arttı ve kişiler artık ek gelirden ziyade ana gelir elde etmek için bu sektörde çalışmaya başladı.
    ülkemizde de en çok duyulan bu yeni firmaların başında kyani, lr, farmasi, huncalife gibi firmalar gelmekte...
    çok kaliteli üretim yapan firmalar bu satış sistemini tercih ediyor. çünkü;

    -bayiilik için dükkanlara gerek yok. her yeni üye gezici bir bayii oluyor. firmanın ürünleri, kişiden kişiye tavsiye ile tüm şehirlere çok hızlı bir şekilde tanıtma ve ulaştırma şansını yakalıyor.

    -tv, gazete, dergi vs. reklamlarının artık izlenmediği, okunmadığı, etkisini yitirdiği bir dönemde, araştırmalarla da ispatlanmış olan en etkili reklamı kullanıyorlar;
    “kişiden kişiye tavsiye”!!!
    (arkadaşınızın tavsiye ettiği kremi mi kullanırsınız yoksa reklamını bir yerlerde gördüğünüz kremi mi? arkadaşımın tavsiye ettiği kremi kullanırım diyorsanız %90’lık dilim içindesiniz)
    *önemli not: bu sektör kişiden kişiye tavsiye üzerine kurulu olduğu için kalitesiz mal üreten firmalar yok oluyor. beğenilmeyen ürün tavsiye edilmediği için satışı duruyor. dolayısıyla firma büyüyemeden iflas ediyor. bu yüzden bu sektörün firmaları, çok ama çok kaliteli ürün üretmek zorunda!

    -toptancı, reklam vs. masrafları düştüğü için firmalar kazançlarından ayırdıkları bu payı, bayilerine daha iyi bir kazanç kapısı sağlamak için dağıtıyorlar.

    -kaliteli ürün üretmek için ciddi para harcayan firma, klasik satış yöntemini kullansa (bölge müdürlükleri, depo, ana bayi, dağıtıcı, bayi yoluyla satışını sağlasa) ürünleri kullanıcıya astronomik rakamlara satılmak zorunda olurdu. oysa bu sektör, üretici ile kullanıcıyı direkt buluşturduğu için firmalar ürünlerini daha makbul fiyata satabiliyorlar.

    -daha adaletli bir yönetim kadrosu oluşuyor. torpil işlemediğinden dolayı,
    daha çok çalışan, satışı fazla olan, iyi bir ekip kurup ekibini iyi yönetebilen kişiler kariyer alıyorlar. kişiler ne kadar ciro üretirse hangi kariyere geleceği ne kazanacağı baştan belli olarak işe başlıyorlar. firmaya, bayisi ile ilgili ciddi bir şikayet gelirse, kişinin bayiliğini iptal ediyor. böylece firma kolay basit bir şekilde sistemini denetleyebiliyor. firmaların, yönetim ağında hırsızlık, adam kayırılıyor mu vs. derdi de olmuyor...

    peki devlet neden bu sektörü teşvik ediyor?

    en öncelikli nedeni istihdam edilen kişi sayısının çok fazla olması. ciddi bir sermaye gerektirmeden herkes bu sektörde kendi ticaretine başlayabiliyor, dükkan tutma, ürün depolama dertleri yok.
    sattıkları ürünlerden devlet anında vergisini firmadan alıyor. faturasız mal satışı imkansız olduğu için devletin denetim yapması kolay.

    ülkeler bu sektörde dolandırıcı firmaların olmaması için bakanlıklarında bu firmaları denetleyen birimler kurmakta. mesela göstermelik bir camdan çay tabağını 5.000 liraya satmaya çalışan, titan gibi firmaları bakanlık yakalayıp kurucularını hapse atmakta.
    bu firmaları nasıl ayırt edebileceğinize dair iki video linkini aşağıda paylaşıyorum.
    ponzi sistemler nasıl işler
    ponzi firmaları nasıl anlarsınız?

    dolandırıcıları engellemek ve bir çok insanın zihninde, kısa yoldan para kazanma vaatleriyle insanların mağdur duruma düştüğü bir sektör olarak yer etmemesi için
    14 ocak 2015 yılında çıkartılan yönetmelik ve de aynı yıl içerisinde düzenlenen tüketici kanunu ile network marketing ile titan/saadet zinciri ve ponzi sistemler arasındaki fark iyice netleşmiştir.
    dolayısıyla sektörü devlet de koruyup kollamakta artık.
    ayrıca bu firmalar kendileri de, yasal olduklarını ispatlayarak bulundukları bölgeye göre devlet kontrolündeki derneklere üye oluyorlar.
    dsd (doğrudan satış derneği [https://dsd.org.tr/ https://dsd.org.tr/] ),
    avrupa’da seldia [https://www.seldia.eu/ https://www.seldia.eu/] ),
    dünya doğrudan satış dernekleri federasyonu (wfdsa),
    dsa (the direct selling association [https://www.dsa.org/ https://www.dsa.org/] )

    doğrudan satış sektörü,
    daha kaliteli ürün üretmesinden, birçok kişiyi istihdam etmesinden, adil bir organizasyon şemasına sahip olmasından ve kişinin istediği saatlerde ve istediği kadar çalışabileceği esnek bir çalışma temposuna sahip olmasından dolayı yeni nesilin de çalışmak için tercih ettiği bir sektör.

    bu sektörde çalışmaya karar veren kişiler için firma seçerken kendilerine sormaları gereken tek bir soru var;
    “hiçbir para kazanmasam dahi, bu firmanın ürünlerini gönül rahatlığı ile ömür boyu kullanıp etrafımdaki herkese tavsiye edebilir miyim?”
    cevap evet ise kendileri için doğru firmayı bulmuşlar demektir...
hesabın var mı? giriş yap