7 entry daha
  • carl von clausewitz’in başyapıtı. yalnız yazar eserini tamamlayamadan öldüğü için kitabı baskıya hazır hale getirmek –clausewitz’in harp akademisindeki öğrencilerinin de yardımıyla- eşine düşüyor. uzun yıllar prusya’daki askeri çevreler hariç kitap fazla bilinmiyordu.

    kitabı asıl popülerleştiren kişi aynı zamanda clausewitz’in harp akademisinden öğrencisi de helmuth karl bernhard graf von moltke (isme bak be! sadece ismin azametinden bile adamın en azından tümgeneral olması garanti).1866’de königgrätz ’da avusturyalıları, 1871’de de sedan’da fransızları yenerek bismarck’ın alman birliğini sağlaması yolundaki engelleri kaldıran moltke bir anda döneminin “celebrity”si oluyor. bu başarılarından sonra moltke, kitap hakkında “incil’den sonraki başucu kitabım, en fazla faydalandığım kitap” gibi cümleleler kurunca vom kriege’nin popülerleşmesi başladı. 1873 yılında ilk ingilizce tercümesi yayınlandı. o günden sonra da strateji, taktik, doktrin, askeri tarih gibi konularda yazılan neredeyse her kitapta bu esere atıfta bulunuluyor.

    türkçe’ye tam teşekküllü çevirisi tuğgeneral fahri çeliker tarafından emekli olduktan sonra atase için yapılmıştır. kitabın türkçe’ye neden bu kadar geç tercüme edildiği veya ekşi sözlük'te aynı konu hakkında hem savaş üzerine hem vom kriege diye iki farklı başlık olmasıysa ayrıca ele alınması gereken tartışma konuları.

    savaş üzerine başlığında yer alan eserin zor okunduğuna dair tespitler –belki bir kısmı tercümeyle ilgili olabilir- çoğunlukla kitabın yazım amacıyla ve süreciyle ilgili. clausewitz’in kitabı yazma amacı ne bir askeri tarihçi gibi savaşları objektif bir şekilde ele almak ne de genel okuyucuyu hedef alan bir bestseller yazmak. amacı (prusya’nın) profesyonel subay sınıfı için ilerideki savaşlarda faydalanabilecekleri, savaş hakkında her konuyu içeren bir manual bırakabilmek.(belki de bu yüzden 14 yıl boyunca üzerinde çalıştığı eseri bir türlü tamamlayamadı)

    clausewitz, napoleon savaşları sırasında jena auerstedt gibi savaşlarda prusya ordusunun grande armee karşısında hezimete uğramasına ve sonrasında ülkesinin fransızlarca işgal edilmesine şahit oldu. savaş sonrasında atandığı harp akademisi komutanlığı sırasında bu acı tecrübelerden ders çıkarılması ve ileride bu durumlara düşülmemesi için bu eseri yazmaya koyuldu. kitabın isminin belirttiği gibi “savaş üzerine” olan her konuyu ele almayı çalışıyordu. mesela; muharebe alanına intikal sırasında kolordunun ihtiyat alayının konumundan, ikmal hatlarının emniyet ve tedbirine yönelik alınması gereken önlemlere kadar her detaya değiniyor. bir diğer konu da savaşlar konusunda verdiği örneklerin çoğunun napolyon savaşlarındaki muharebelerden veya yedi yıl savaşları sırasında büyük frederik’in yaptığı muharebelerden oluşması. bu da bahsedilen dönemler hakkında fazla bilgi sahibi olmayan okurların kitabı okumasını zorlaştırıyor.

    kısacası kitap sadece o meşhur “savaş siyasetin başka yollardan devamıdır.” veya "ilk baştaki politik hedefler savaş boyunca birçok kez değişebilir ve nihayet tümüyle farklı bir hal alabilir, çünkü bunlar olaylardan ve bunların muhtemel sonuçlarından etkilenir.” gibi genelgeçer savlardan oluşmuyor. dolayısıyla 200 yıl sonra okuyan bu eseri okuyan kişiler; eğer kitabın konu edindiği dönemler hakkında detaylı bilgiye sahip değillerse, kurmaylık için hazırlanmıyorlarsa veya konu hakkında tez falan yazmıyorlarsa belli bir yerden sonra kitaptan kopabiliyorlar.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap