896 entry daha
  • bir kez daha sosyal medyanın gündemine oturmuş şarkıcı.

    adı sürekli gündemde ama gerçekten ne yapmaya çalıştığını anlayan çok az. bunca kıyametin kopmasının nedeni taylor swift'in daha 30 yaşına gelmeden müzik endüstrisinde tamamen özgürlüğünü kazanmak istemesi. hem geleceğini hem geçmişini şirketlerin elinden kurtarıp bütün gücü kendi elinde toplamak istiyor bu kadın. olay bu.

    patırtı kopmasının nedeni ise yaptığı şeyin müzik endüstrisine çok ama çok aykırı bir girişim olması. müzik tarihinde çok az şarkıcı kendi özgürlüğünü kazanabilmiştir. jay-z, ciara, u2, metallica, garth brooks buna örnek sayılabilir. bir şarkıcının değil otuzlu yaşlarda, kırklı yaşlarda bile kendi albümlerinin telif haklarını (ve de kontrolünü) alması çok nadir bir olaydır. taylor swift bunu otuz yaşını bile görmeden yapmaya çalışıyor.

    sosyal medyada swift'in şu anki kavgasını "zayıflık" ya da "eziklik" olarak görüyorlar ama kimse durumun farkında değil. müzik endüstrisine aşina kişiler swift'in yaptığının özünde çok büyük bir güç gösterisi olduğunu biliyorlar. swift gibi başarılı bir şarkıcının 28 yaşında böyle bir mücadeleye girmesi için piyasada büyük bir gücünün olması lazım. ha, şunu diyebilirsiniz. şarkıcılar bu yaşlarda kendi telif haklarına sahip olamıyorlar mı? bunu başaran birkaç kişi var (chance the rapper ve 21 savage gibi) ancak bu isimler gerçekten çok azlar ve en önemlisi: swift'in albümlerinin değeri 100 milyon dolardan fazlayken o isimlerin albümleri bunun beşte biri kadar bile etmiyor. başka bir deyişle şirketi bıraktıklarında şirketin durumunda hiçbir değişiklik olmuyor.

    swift, 2018'de eski şirketi big machine records'ı bırakıp republic records'a geçerek hem tarihi bir ücretle anlaştı (200 milyon dolar, amerikan müzik tarihinde michael jackson'dan sonra yapılan en büyük ücretli anlaşma) hem de o şirketin altında çıkaracağı bütün albümlerinin telif haklarını kendine aldı. yedinci albümü lover dahil bundan sonra yayınlayacağı tüm albümler swift'e ait olacak. yani geleceğini kurtardı, şu an geleceği onun. şimdi ise geçmişini kurtarmaya çalışıyor. ilk altı albümünü big machine records'ın elinden almaya çalışıyor.

    normal bir şarkıcı - şirket ilişkisi olsa şarkıcı tüm maliyetine rağmen ücretini ödediği zaman telif haklarını alabilir. ancak big machine records ve taylor swift arasında normal bir ilişki yok. big machine'in sözleşme yaptığı ilk şarkıcı taylor swift'ti ve şirket tamamen taylor swift'in başarıları üzerine kuruldu. big machine records'ın bugün var olma nedeni taylor swift. aradan yıllar geçtikten ve şirket başka şarkıcıları bünyesine kattıktan sonra bile swift'in albümleri şirketin gelirlerinin %40'ını oluşturuyordu. onca yeni şarkıcı almasına rağmen. bu devasa bir oran. bu rekor bir sayı. swift'ten önce böyle bir şey muhtemelen garth brooks ve şirketi ile görüldü.

    işte kavganın çıkış nedeni burada başlıyor. big machine records, swift'siz en basit tabirle bir hiç demek. şirketin ceo'su scott borchetta "taylor swift'i ben yarattım" diyerek röportajlar verdi, hatta american idol'de jüri üyeliği yaptı! ancak ikinci bir taylor swift çıkaramadı, zira swift'i keşfeden o değildi. scott borchetta'yı var eden taylor swift'ti. borchetta, şirketi büyütemeyeceğini, daha doğrusu swift'e olan bağımlılığından kurtaramayacağını anlayınca satışa çıkardı. big machine records birkaç yıldır satışta ve bu bilinen bir şey.

    şirket bir türlü satılamadı. alıcılar şirketin swift'e bağımlılığının farkındalar. swift'siz big machine demek, nashville'de country müzik üzerine kurulmuş küçük bir kayıt şirketi almak anlamına geliyor. en son geçen yıl billboard bu konuyla ilgili bir haber yaptı. universal music group'un (endüstrinin en büyük şirketlerinden biri) 300 milyon dolarlık bir teklif sunduğunu söyledi ve bunun nedeninin swift'in albümlerinin telif hakları olduğunu belirtti. swift olmazsa şirketin değeri kesinlikle 300 milyon dolar etmez. bu nedenden ötürü taylor swift ve şirketi arasında "normal" bir ilişki yok. eğer swift telif haklarını alıp giderse scott borchetta şirketin kapısına kilidi vurur ve başka iş aramaya başlar. adamın bir numaralı satış kuralı şu: "taylor'a telif haklarını asla verme."

    swift tabii ki kendi albümlerinin telif hakkını almak istedi ancak şirket bunu en başından beri reddetti ve swift'e onu şirkete hapsedecek bir anlaşma sundu: big machine records altında çıkardığı her yeni albüm için eski albümlerden birinin telif haklarını ona vermek. swift, geleceğini big machine'e zincirleyen bu teklifi reddetti ve avukatının iddiasına göre şirketi satın almaya çalıştı (300 milyon doları kendisi vererek).

    bir diğer kilit noktası da bu: scott borchetta şirketi satmak ama kendisi ceo olarak başında olmaya devam etmek istiyordu. universal music group gibi çok büyük bir şirketin altında bunu yapabilir ve şirketi büyütebilirdi ama yapmadı. şirketi swift'e satabilir ve swift'in hayatı boyunca big machine records'ta kalmasını garantileyebilirdi. üstelik swift bugünkü müzik piyasasının en güçlü isimlerinden biri, gücünü kullanarak şirket altındaki diğer şarkıcıları da büyütebilirdi. borchetta bunu da yapmadı. yerine, daha şirketi alacak parası olmayan ve ancak the carlyle group'un maddi desteğiyle alabilen bir menajere sattı: scooter braun. büyük bir şirketi ve büyük bir şarkıcıyı reddedip daha parası çıkışmayan bir menajere satmak neden?

    bir müşteri olmasına bile izin verilmeyen swift ise iki iddiayla suçlanıyor: ilki, "şirket albümlerini ona vermek istedi ama taylor almadı." diğer iddia sosyal medyadan geliyor: "taylor albümlerini kendi sattı, şimdi şikayet etme hakkı yok."

    bu iki iddia ne kendi içinde ne de birbiriyle uyuşuyor.

    swift'in yapmaya çalıştığı şey ise geleceğinin kontrolünü aldığı gibi geçmişinin kontrolünü de almak. ilk altı albümünün telif hakları için hukuki olarak yapabileceği her şeyi yaptı ama şirket bir numaralı kuralını bozmadı ("taylor'a telif haklarını asla verme"). şimdi o da kendisine kalan son seçeneği değerlendiriyor: albümlerini yeniden kaydederek şirketin albümlerden sağladığı kârı azaltacak ve eski şarkılarını istediği gibi kullanma hakkını yine kendi eline alacak.

    olayın son kırılma noktası da bu: bir şarkıcının albümlerini yeniden kaydetmesi kolay bir iş değil. her şeyden önce maliyeti yüksek. eğer bunu az tanınan bir şarkıcı yapmak isterse o kadar kolay yapamaz. tarihte bunu yapıp zafer elde edenler var (prince, def leppard ve jojo gibi) ancak yine de büyük bir risk. swift tüm bu riskleri ve maliyeti göze alarak albümlerini yeniden kaydedeceğini duyurdu ki bu haber big machine records'ın eteklerini tutuşturdu. swift'in anlaşmasına göre kasım 2020 sonrasında swift'i durduramayacaklar. o süreye kadar swift'i bu kararından vazgeçirmek için şirket ona baskı uyguluyor ve dava açmakla tehdit ediyor. işte geçen gün swift'in sosyal medya hesabından paylaştığı yazının alt metni buydu. şirket, swift'e "eğer şarkılarını televizyonda söylersen bunu yeniden kaydedilmiş kabul ederiz ve süresinden önce bunu yaptığın için sana dava açarız" demiş. swift de şimdi kendi hamlesini yapıyor. kariyerinde ilk defa fanlarına "bu konuda ne hissettiğinizi gösterin" diyerek onları karşı tarafa gönderiyor. bugüne kadar bu tür konuları açıktan paylaşmazdı. tam tersine konuyla ilgili üzeri kapalı değinir ve sadece şarkı yazardı. ancak 2017 sonrası swift'i durduracak bir şey kalmadı, o da her şeyi açık açık yazıyor.

    swift'in bu yaptığı birçok açıdan akıllıca bir hamle. her şeyi bir kenara bırakın, müzik endüstrisinde telif hakları için şirketle savaşması şarkıcı ve prodüktörlerden destek görüyor. yaptıkları anlaşmalar gereği ya da başlarının belaya girmesinden çekindikleri için açık açık söyleyemeyenler bile muhtemelen bu süreci çok yakından takip ediyor. sonuç tüm endüstriyi ilgilendiriyor.

    diğer etkisi ise swift açık bir şekilde sosyal medyadaki gücünü kullanarak scott borchetta ve scooter braun'un itibarını zedeliyor. bu süreç o ikisi için prestij kaybı demek. söylenenlerin aksine swift sert bir taşa çarpmadı: esasen onun artık kaybedecek bir prestiji yok, 2016'da prestiji dibi gördüğü için tamamen özgür. borchetta ve braun ise en başından beri bunu hesaplayamamışlardı. swift'in açık sözlülüğünün tutacağını ve medyada onları "kötü adam" olarak göstereceğini düşünememişlerdi. şu an borchetta ve braun'un yaptıklarını zevkle izleyip swift'ten ölümüne nefret eden biri bile müzik sektörüne girmek isterse bu ikili ile çalışmadan önce iki kez düşünecek: işte swift'in kazancı bu. bir bakın bakalım, big machine records ve scooter braun son aylarda kaç yeni ismi bünyelerine katmışlar? braun ve borchetta inanılmaz prestij kaybettiğinin farkında ve karşı hamle olarak aynısını swift için yapmak istediler: medyada onu yalancı göstermeye çalıştılar ama yukarıda belirttiğim gibi swift'in artık kaybedecek bir prestiji yok ki. ne diyecekler? "yalancı, çıkarcı, fırsatçı, kendini mağdur gösteren" mi? e, zaten diyorlar. değişen bir şey yok. prestiji dibi görmüş bir şarkıcının avantajı muhtemelen budur: bir daha bunu kaybetmek için korkmasına gerek kalmaz.

    bu süreci açıkça fanlarıyla paylaşmasının bir önemi daha var: tabiri caizse kamuoyu oluşturmak. tüm süreci onlara göstererek önümüzdeki yıl albümlerini yayınladığında onları yeni kayıtlara yönlendirmek istiyor. üstelik müthiş bir avantajla: streamin platformları. swift'ten önce bunu yapan şarkıcıların böyle bir avantajı yoktu ama yine de başarılı oldular. swift'in fanları ise zerre para ödemeden yeni kayıtlara yönelebilirler. ayrıca swift ağır fanları olmayan dinleyici için de çözüm bulmuş gibi: albümlerin içeriklerini zenginleştirerek (örneğin diğer şarkıcılara verdiği ya da yayınlamadığı şarkıları ekleyerek) yayınlayacak muhtemelen, böylece fanları dışındaki genel dinleyici de bu albümlere ilgi göstersin. eski kayıtlar etkinliğini kaybederse scooter braun 2020 guinness rekorlar kitabına "yılın enayisi" olarak geçebilir. bir şirketten para alarak yaptığı 300 milyon dolarlık anlaşma elinde patlaması demek bu. swift şu an fanlarına sürekli açık mektuplar yazıp alttan alta onlara sonraki yıl yayınlayacağı albümlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

    son olarak, ortada trajikomik bir yanlış anlaşılma var. sosyal medya, swift'in "eski albümlerinden para kazanmadığını, tüm gelirin scooter braun'a gittiğini" zannediyor. yok öyle bir şey. aksine swift, şirketten daha fazla kâr alıyor. asıl şarkı yazarı o, prodüksiyona dahil ve publishing hakları hâlâ onda (amerikan müzik endüstrisinde şarkının iki hakkı var recording masters ve publishing masters. şirket ilkine sahiptir, şarkıcı ikincisine). swift mevcut durumda eski albümlerinin gelirlerinden şirketten fazla alıyor zaten. hiç de iddia edildiği gibi scooter braun tüm parayı almııyor.

    peki mesele ne o zaman? gelirinde bir azalma yoksa bunca patırtı neden kopuyor? mesele güç. mesele kontrol. swift'in temel motivasyonu para değil, kariyerinin ve albümlerinin tüm gücünü elinde tutmak istiyor. kendi yaptığı müziğin kontrolünü kendi almak istiyor. geleceğini kurtardı ve muhtemelen geçmişini de kurtarana kadar durmayacak. elinde ne varsa, nasıl savaşabiliyorsa öyle savaşacak.
1732 entry daha
hesabın var mı? giriş yap