520 entry daha
  • radiohead dinleyip de kendini huzurlu, hafiflemiş hisseden kimseyi görmediyseniz baktığınız yerde sorun vardır. radiohead müziğini depresif olarak nitelendirmek çok sık karşılaştığım ve hayrete düştüğüm bir şey. "milleti üze üze ev yaptın" karikatürlerinden başka bir şey bilmeyen, the bends'den kid a'ye her türlü denize girmiş bir müzik kariyerine "aynı telden arabesk" yapıyor diyen insanların cehaletine samimi bir şekilde üzülüyorum.

    erkan oğur "insan olmanın hüznünü taşıyoruz" diyordu bir röportajında. şahane söz. radiohead, "insan olmanın hüznünü taşımak" ve bir mana aramaktan ibaret çoğu zaman. bazen ilki bazen ikincisi bazen ikisi birlikte ön plana çıkıyor. gerçi sanat başka ne için yapılır? kendi benliğinden kaçan bir toplum için çok fazla bir şey ifade etmeyebilir bütün bunlar.

    insanlar zor anlarında "hayat çok güzel, modun hep yüksek olsun, hadi kendini sevsene" diyen kişisel gelişimcileri, kolpa arkadaşları istemezler. kendileri gibi hisseden, aynı duyguları paylaşan insanlara, eserlere sığınırlar. bu yüzden size saçma gelse de yapılmış onlarca araştırmada da hüzünlü müziğin mutsuzluk için terapi olduğu sonucu çıkmıştır. en sevdiğimiz gruba sığınırız, bir dosta sığınırız, inançlıysak tanrıya sığınırız olmadı içki masasına sığınırız.

    bugün gitar çalıyorsam, müzik yapma hayalim varsa bunun sebebi thom ve radiohead'dir. buna gelene kadar minnet duymamı gerektiren sayısız an var. sonsuz minnet duyuyorum.

    müzisyenler, yönetmenler, sporcular dünyayı değiştirmez ama kimilerinin hayatını değiştirebilir. herkes hayatını değiştirecek şeyleri arasın.
75 entry daha
hesabın var mı? giriş yap