4 entry daha
  • “'saplantı nevrozuna yatkınlık' (1913) başlıklı yazısında freud, "ahlakın kaynağını açıksarken, gelişim sıralamasında nefretin sevgiden önce geldiğini göz önüne almalıyız," derken, bir şeyden -mesela gereksinim duyulan bir insanla kurulan ilişkiden- kurtulma, çıkıp gitme isteğinin hep o şeyin (bu bağlamda ilişkinin) içine girme isteğinden önce geldiğini söylüyordu. nefret sevgiyi önceliyorsa ilişkiden çıkmak da ilişki içine girmeyi önceler ve freud ahlakın kaynağında bunun yer aldığını belirtir. sevgi nefretle başlar. sevgiyi önceleyen, ne istemediğimizi, neyin dışına çıkmak istediğimizi bilmemizdir. biraz irdelemek gerekse de, ahlakın kaynağının bu olması -en azından freud'un bakış açısına göre- şaşırtıcı değildir. [...] insan öznesinin başlangıçta başkalarıyla ilişkiden, karşılıklı alışverişten kaçmaya çalıştığı, ancak bu kaçma teşebbüsü sayesinde ilişkiye girebildiği fikri paradoksaldır. [...] freudcu çerçevede insan, bir şeylerin içine -ya da en azından en çok arzu duyduklarının içine- ancak onların dışına çıkmaya çalışarak girebilir. içeri giriş, çıkış kapısındandır." (s. 112)
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap