6 entry daha
  • the baby of mâcon, peter greenaway'in cinsel şiddet takıntısının doruğa çıktığı filmi. tüm film üç perdelik bir tiyatro oyunundan ibaret. tek izleyen biz değiliz, mâcon katedralinde sahnelenen oyunun kendi seyircileri de var elbet. onların katedralden gördükleriyle bizim perdeden gördüklerimiz arasındaki fark, "sadece bir film" "alt tarafı bir film" diyerek geçiştirmeyi seven sinemadaki şiddete bağışıklık kazanmış seyircileri kendi konumlarını sorgulamaya itiyor. aslında oyunun seyircilerinin gördüklerinden fazlasını gördüğümüz çok yer yok ama tecavüz sahnesinde mesela kamera çadırın içine girince tecavüzlerin oynanmayacağını, gerçekten olacağını öğreniyoruz. greenaway, bu tecavüz ve arkasından kızın ailesinin katledilme sekansını tiyatro sahnesinde birleştirip neredeyse 11 dakikalık kesintisiz çekimle anlatırken izleyenin sırtından soğuk terler boşalıyor. bu rahatsızlık hissi ancak salo ve haneke filmleriyle karşılaştırılabilecek düzeyde. bu üçünün kesiştiği düzlemse şiddet sömürüsü yapan filmlere karşı şiddeti tüm çıplaklığı ve rahatsız ediciliğiyle vermeleri. bu noktada greenaway'in veya seyircilerinin şiddetten haz aldığı savı çok da geçerli değil bence. sonuçta oyunun sonunda tiyatrodaki seyirciler büyük bir hayranlıkla alkışlarken, sinemada izleyenler (çoktan kaçıp giden salonun yarısını düşünün bir de) pek de aynı tepkiyi verecek vaziyette olmuyorlar.

    filmin çıkış noktalarından biri, britanya'da yasaklanan kanla kaplı yeni doğmuş bebek resimli benetton reklam kampanyasıymış. greenaway, sinemada şiddeti bu kadar kanıksamış insanların bu kampanyaya neden bu kadar tepki gösterdiklerini anlamlandırmaya çalışmış. bence filmle ilgili en enteresan ayrıntılardan biriyse, yazılanların çoğunda tecavüz edilme sayısının yanlış hatırlanması. oysa en azından 13'ün katı olduğunu hatırlamak hiç de zor değil. (13x13)+(13+13)+13=208
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap