• yaşadığım üzücü bir olayı aklıma getiren başlık.

    sınıfımda eşcinsel olduğu gerek hareketleri gerek konuşmaları ile bariz olan bir öğrencim vardı. bir gün bana gelip, "öğretmenim,bunu bir tek size söyleyebilirim, ben gayim" dedi. ben de bunun normal olduğunu ancak bulunduğumuz ülkenin gerçekleri ile yüzleşmesi gerektiğini ve arkadaşlarının bu durumu öğrendiğinde göreceği acımasız muameleyi aktardım ve en azından liseye başlayana kadar bunu çok dillendirmemesini söyledim, çünkü başına her şey gelebilirdi ve geldi de.

    bir gün bana şöyle bir mesaj attı; "öğretmenim, kendi hayatımı kendim mahvettim, artık yaşamak istemiyorum,kimsenin yüzüne bakamam. bana lütfen yardım edin". apar topar aradım, okulda arkadaşlarından birine bu durumdan bahsedince hızla yayılmış olay ve muhtemelen çocuklardan biri de evde muhabbetini yapmış ve öğrencilerden birinin evli, çocukları olan 26 yaşındaki kuzeni çocuğun numarasını istemiş, ben onu arayıp konuşur, yolundan çeviririm demiş. sonrasında önce 13 yaşındaki öğrencimi "ailene gider eşcinsel olduğunu söylerim, evini, adresini biliyorum, bana çıplak fotoğraflarını göndereceksin" diye tehdit edip fotoğraflarını almış, sonraki adım olarak da "pazar günü evime gelip benimle birlikte olacaksın yoksa fotoğraflarını porno sitelerine yüklerim" diyerek köşeye sıkıştırmış. son anda aklına tek çare olarak ben gelmişim ve bana üstte bahsettiğim mesajı atmış.

    sonrasında ne mi oldu? önce tutanakları tuttum, sonra adliyeye gittim, geçen ay mahkemesi görüldü, dava yine ertelendi, ülkemizde siber tacizin önemi ne ki? babasına, ailesine nasıl söyleyeceğim diye korkarak konuşurken babası birden "hocam ben şoförüm, bu istanbul'un kahrını oğlum için çekiyorum, trafiğin içinde boğuşuyorum. taştan da olsa çamurdan da olsa benim oğlumdur, ben onu her haliyle kabul ederim" dedi ve bana sarılarak ağladı. işte o zaman umut var dedim be sözlük. ilkokul mezunu ve dindar bir adam bile kabul ediyorsa yavaş yavaş bu ülkede bir şeyler değişiyor demektir.

    güncelleme: adam hapis cezası aldı arkadaşlar. içeride biraz zaman geçirdi. şimdi ne oldu bilmiyorum.
  • (bkz: biz seni seviyoruz)(bkz: bunların önemi yok)

    gerçek aile koşulsuz sever.
  • bir gün eşcinsel derneklerin ailelere açılma konusuda düzenlediği bir söyleyişiye katıldım. bol duygusal bir gündü. mikrofonu eline alan şöyle söyledi:

    - aileme açıldığımda ilk önce çok üzüldüler. sonra travesti olmayacağımı öğrendiklerinde rahatladılar.

    birinci konuşmacı, ikinci konuşmacı, üçünü konuşmacı...

    herkesin ailesi çocuğunun travesti olmayacağını öğrenince rahatlamış.

    sonra bir travesti mikrofonu eline aldı ve "peki biz ne yapalım" dedi.

    ailesi travestiyi evlatlıktan atmış. ailesinden bir tek küçük kardeşi ile görüşüyormuş. o zamanlar cep telefonu da yoktu. başına bere takıyormuş, suratına atkı dolayıp, mahallenin köşesinde bekliyormuş. kardeşini ekmek almaya giderken köşe başında yakalıyormuş ve ayak üstü sohbet ediyorlarmış.

    ***
    biliyorsunuz, depremde insanlar kurtulsa bile tüm eşyaları enkaz altında kaldı. en büyük kayıp ise aslında fotoğraf albümleri ve aile yadigarları. bunlar yerine konabilecek şeyler değiller.

    ülker sokak olayları sırasında da benzeri oldu. travestilerin evlerini yaktılar. yanan her eşya yerine konur ama yangında bir anne ve babalarının olduğu çocukluk fotoğrafları da yandı.

    ****

    eşcinsel çocuk dendiği zaman gözünüzün önünde gey veya lezbiyen canlandırıyorsunuz. soruyu bir de şöyle soralım:

    trans olduğunu söyleyen evlada verilecek tepki
  • gerek sozluk uzerinden, gerek normal hayatimda tanidigim escinseller var. ve onlari cok seviyorum. zaman zaman dusunuyorum da ayni zamanda. oglum veya kizim bana boyle bir sey aciklasalar ne yaparim diye yalan yok.
    once bir paniklerim heralde. cunku icinde yasadigimiz toplum sadece escinsellere degil, her turlu cinse karsi cok acimasiz. onlara daha da acimasiz olacaklarindan ve hatta olduklarini da cesitli vesilelerle goruyoruz, sahit oluyoruz.
    ama tum samimiyetimle soyluyorum ki, bunu belki onlarin yapacagi kadar problem etmem.
    bunu bir rahatsizlik, bir surec, bir arayis olarak da gormem.
    onlari dogurmus olmam sadece dunyaya gelmelerine vesile olmaktan ote degil. yaptiklari secimler, yonelimleri butun hayatlari boyunca onlarin olacak. ben anne olarak elimden gelen destegi ve sevgiyi sunmaya calisirdim.
    birini veya birilerini ne oldugu icin degil, o oldugu icin severiz cunku.
    bu konudaki sahsi fikrim budur.
  • eski sevgilimin babası, oğlu ile uğraşmayı bırakıp, çok daha doğru bir hedefe, oğlunun erkek arkadaşına yönelmişti.

    ortak bir organizasyonda "gel seninle konuşalım" diyerek köşeye çekmiş ve ardından "ne ayak" olduğumu tespit etmeye çalışmıştı.

    olumlu izlenim bırakmış olmalıyım ki, iki hafta sonra, sevgilimin annesi koca bir sepet baharat yolladı. maddi değeri küçük ama manevi değeri çok büyük olan bir hediye.

    sevgilimle ayrılmama rağmen, hala kaynanamın gönderdiği baharatları kullanmaya devam ediyorum.

    ama bu noktaya kolay gelmediler. arada eski sevgilimin lise yıllarında gerçekleştirmiş olduğu üç intihar girişimi ve aylarca ruh hastalıkları hastanesinde yatması var.

    ne eski sevgilim için ne de ailesi için hayat bu kadar zor olmamalıydı.
  • üzülürüm.
    hissettiği, düzeltiyorum, olduğu şeyi açıklamak gereği duyacağı bir dünyada ve düzende doğduğu için üzülürüm.
    korkarım.
    normal şartlar altında ondan önce öleceğimi var sayarsak, kalan ömründe ona destek olamamaktan korkarım.
    sevinirim.
    beni korkulacak bir otorite olarak görmemesine, en derin gerçekliklerinden birini, karakterinin parçasını bana açabilecek kadar yakın bir ebeveyn olabildiğim için sevinirim.
    severim.
    onu sırf olduğu kişi olmayı denediği için, toplum baskısı yüzünden sevemeyeceklerin yerine daha çok severim.
    ve daha nice hissiyat ile yaklaşırım.
    o benim evladım, o benim kanım...

    aksini düşünenlerin azalarak bittiği bir dünyada, barış ve sevgi ile yaşamak umuduyla...

    edit: evliyim ve eşime aşığım, heteroseksüel maskülen bir erkeğim.

    abazan bir meriç ya da ilgi fahişesi ciciş değilim.

    bir şeyi savunmak için sadece ona dahil olmak ya da ondan, söylemlerinden çıkar gütmek gerekmez.

    bazen sadece insan olmak, iyi insan olmak yeter. edit öncesi son sözü tekrar ederek bitiriyorum.
    esen kalın...
  • şurada yazılanları okuyorum. insanların büyük çoğunluğu kadınların eşcinsel olmasını hadi bi nebze deyip geçiştirip erkeklerin "kadınsı" hissetmesini doğru bulmadığını söylemiş. (kibarca ifade edersem) çünkü hala kadın olmak bilinç altlarında 2. sınıf erkek olmak daha üstün yani üstün bir varlığın düşük bir varlık gibi hissetmesi büyük sorun.

    bu arada eşcinselliğin sadece hemcinsinden hoşlanmak olduğunu yani kadınsı ya da erkeksi hislerle alakası olmadığını belirtmek isterim. hem cahil hem hastasınız.
  • babamın tek cümlesi bana yetti. "benim için bir şey değişmedi. sen hala ayağımda salladığım oğlumsun."
hesabın var mı? giriş yap